DERSHANE

Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

19 Ekim 2019 Cumartesi

1.ÜNİTE - BİR KAHRAMAN DOĞUYOR

2. Rönesans ve Reform
SORU :Coğrafi keşifler ve ticaret yollarının değişmesi ile zenginleşen Avrupa’da bilim ve sanat alanında  ne gibi gelişmeler oldu
CEVAP :Rönesans 
SORU :Coğrafi keşifler ve ticaret yollarının değişmesi ile zenginleşen Avrupa’da din alanında ne gibi gelişmeler oldu
CEVAP :reform hareketi
SORU :16. yüzyılda bilim, kültür ve sanat alanında yaşanan Rönesans Dö­nemi, Avrupa'da bilimsel gelişmelere etkisi ne oldu
CEVAP :temelini attı. 
SORU :Avrupa’da yaşanan re­form hareketi, insanların sosyal yaşantılarını etkiledi. Bilime verilen değeri ön plana çıkararak neye katkı sağladı.
CEVAP :dinin etkisinde olmayan, özgür bir araştıma ortamının oluşmasına
SORU :Ayrıca reform hareketleri sonucunda Avrupa'da neye dayanan bilimin önü de açılmış oldu.
CEVAP :de­ney ve gözleme dayanan

3. Aydınlanma Çağı
SORU :18. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkan ve her konuda akla öncelik tanıyan düşünce sistemine ne af verilir
CEVAP :aydınlanma
SORU :bu düşünce sisteminin etkisiyle bilim ve fek sefede büyük gelişmelerin olduğu bu yeni döneme ne den­miştir
CEVAP :Aydınlanma Çağı
SORU :Bu dönemde Avrupa'da bazı aydınlar, yazdıkları eserlerle toplumu, devlet olgusu ve yönetim biçimleri konularında aydınlattılar. Aydınlanma ça­ğının sonucu olarak hangi alanlarda önemli eserler verildi.
CEVAP :bilim, sanat, edebiyat, siyaset ve sosyal  
SORU :Yaşanan bu bilimsel ve teknolojik gelişmeler neyin temellerini oluşturdu.
CEVAP :Sanayi İnkılabı nın

4. Fransız İhtilali
SORU :1789 tarihinde yaşanan Fransız İhtilali, tüm dünyada hangi düşüncelerinin doğmasına ve yayılmasına ortam hazırladı.
CEVAP :eşitlik, adalet, ba­ğımsızlık ve milliyetçilik
SORU : Bu durumdan en çok etkilenenler ise kimler oldu.
CEVAP :Osmanlı Devleti ile Avustur­ya - Macaristan İmparatorluğu gibi çok uluslu devletler
SORU :Bu devletlerin egemenliğinde yaşayan milletler, milliyetçilik düşüncesi doğrultusunda ne için mücadeleye giriştiler.
CEVAP :ba­ğımsızlıklarını kazanmak
SORU :Böylece çok uluslu bu devletler ne başladı.
CEVAP :dağılma sürecine girmeye


6. Sömürgecilik
SORU :Ham madde bulmak isteyen İngiltere, Hindistan ve Uzak Doğu'da etkin­lik göstererek ne elde etti. 
CEVAP :geniş sömürgeler
SORU :Güçlü bir donanmanın desteğine dayanan bu ticaret ve sömürgecilik etkinliği, İngiltere’yi nasıl bir ko­numa getirdi.
CEVAP :büyük bir devlet

20. Yüzyıla Girerken Osmanlı Devleti
SORU :Osmanlı Devleti, kuruluşundan 18. yüzyıla kadar dünya devletleri arasındaki güçlü konumunu ve üs­tünlüğünü sürdürmeyi başardı. Fakat bu yüzyıldan sonra neyin etkisiyle gücünü kaybetmeye başladı.
CEVAP :hem devlet içindeki hem de Avrupa'daki deği­şikliklerin
SORU :Ülkenin kötü yönetilmesi, üst üste yaşanan toprak ka­yıpları ve Avrupa’daki teknolojik gelişmelerin yeterince takip edilmemesi gibi olaylar Osmanlı gibi büyük bir devleti nasıl etkiledi
CEVAP :yıkılma sürecini daha da hızlandırdı.
SORU :Devletin kötü yönetimi, neye yol açtı.
CEVAP :güç ve çıkar odaklarının oluşmasına
SORU :Bu durum neye neden oldu.
CEVAP :karışıklıklara ve dü­zensizliklere
SORU :Devlet otoritesinin bozulması sonucunda hangi yapılanmalarda çöküş başladı.
CEVAP :sosyal, ekonomik ve askerî 
SORU :Avrupa'da eğitim kurumlan ve yöntemleri modernleştirilmiş, toplumun ihtiyaçlarına cevap verir hâle getirilmişti. Osmanlı Devleti'nde ise eğitim nasıldı
CEVAP :istenilen düzeyde geliştirilememiş ve modernleştirilememişti.
SORU :Bu da toplumun teknolojik gelişmeler için gerekli olan bilgi ve yöntemleri kazanmasını nasıl etki­liyordu. 
CEVAP :olumsuz 
SORU :Osmanlı Devleti, uzun süre Batı'nın diplomasi yöntemlerine de ilgi göstermemişti. Bunun sonu­cunda ne oldu 
CEVAP :sınırlan dışında gelişen olayları gerektiği biçimde izleyememiş, Avrupa devletlerinin kendisi hakkındaki politikalarını doğru olarak öğrenememişti.
SORU :Bu durum, Osmanlı Devleti'nin devletler arası ilişkiler­de neye zemin hazırladı.
CEVAP : iyi bir dış politika oluşturamamasına
SORU :Osmanlı toplumu. Avrupa'da gerçekleşen Sanayi İnkılabı sonucunda ortaya çıkan teknolojik, ekono­mik ve bilimsel gelişmelere de kapalı kalmıştı. Bu sebeple Avrupa'daki gelişmeler halk tarafından nasıl izlendi
CEVAP :yete­ri kadar izlenemedi.
SORU :Elbette Osmanlı Devleti'nin bu zor günlerine çözüm arayan bazı devlet adamları da oldu. Osmanlı Devleti'nin yönetiminde söz sahibi olan bu kişiler, devletin kötü gidişatının sebebini ilk olarak hangi alanlarda aradılar.
CEVAP : askerî alandaki teknolojik eksikliklerde
SORU :neden
CEVAP :Çünkü 18. yüzyılda askerî yenilgiler ve toprak kayıpları büyük oranda artmıştı.
SORU :Bu sebeple AvrupalI devletlerin askerî alanda daha üs­tün ve güçlü olduğunu kabul eden OsmanlIlar, ne adı verilen birtakım yeniliklere giriştiler. 
CEVAP :“Batılılaşma ha­reketleri”
SORU :Batılı an­lamda gerçekleştirilen bütün askerî yeniliklere rağmen devletin gerilemesi durduruldu mu
CEVAP : hayır
SORU :Böylece Osmanlı Devleti’ndeki çö­küşün sadece askerî alanda yapılan yeniliklerle önlenemeyece­ği ortaya çıktı.
Osmanlı Devleti'ni içine düştüğü zor durumdan kurtarmak, azınlıkların ayaklanmalarını ve devletin dağılmasını önlemek amacıyla bazı ne hareketlerine girişildi.
CEVAP :ıslahat
SORU : II. Mahmut, toplumu ilgilendiren tüm alanlarda yenilikler yapmaya çalıştı. II. Mah­mut'tan sonra ne gibi hukukî yenilikler gerçekleştirildi. 
CEVAP :Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839) ve Islahat Fer­manı (18 Şubat 1856)
SORU :bu fermanlar da Osmanlı Devletindeki kötü gidişi durdurma­ya yetti mi
CEVAP : hayır
SORU :Osmanlı Devleti’nde ilk kez II. Mahmut Dönemi’nde ilköğretim, kız ve erkek çocukları için nasıl düzenlendi
CEVAP :sadece İstanbul'da zorunlu ve parasız hâle getirildi.


Tanzimat Fermanı (1839)
din, dil, ırk farkı gözetmeksizin bütün Os­manlI vatandaşlarının kanunlar
önünde eşit olduğu
can ve mal güvenliği ile namus doku­nulmazlığının devlet güvence­sinde olduğu
Mah­keme kararı olmadan kimsenin cezalandırılmayacağı
askerlik erkekler için zo­runlu hâle getirildi.


Islahat Fermanı (1856)

Gayrimüslimlere karşı küçük düşürücü ifadelerin kullanıl­ması yasaklandı.
Cizye vergisi kaldırıldı.
Askerlik gayrimüslimler için nakdi bedel uygulamasına geçildi.
Gayrimüslimlere devlet me­muru olma hakkı verildi.
SORU :19. yüzyılın başından itibaren Osmanlı Devleti’nde yaşayan azınlıklar, Fransız İhtilali'nin ortaya çıkar­dığı milliyetçilik düşüncesinin etkisi ve Avrupa devletlerinin desteği ile ayaklandılar. Bu ayaklanmalar so­nucunda devlette ne oldu
CEVAP :daha da zayıfladı. 
SORU :Sırplar, Yunanlar, Karadağlılar ve Bulgarlar gibi Balkan milletleri ba­ğımsızlık kazanarak Osmanlı Devleti’nden ayrıldılar.
Tanzimat'ın ilanından sonra Avrupa'ya giden öğrenciler, burada yönetimde kralın yanında bir de halk tarafından seçilen meclis bulunduğunu gördüler. Ülkeye dönen bu kişiler, Meşrutiyet adı verilen bu yönetim biçiminin Osmanlı Devleti’nde de uygulanmasını istediler.Kimdi bunlar ?
CEVAP : Jön Türkler (Genç OsmanlIlar) 
SORU :Meşrutiyet ilan edilirse devletin dağılması önlenebilirdi. Bu düşünce çerçevesinde, meşruti­yet ilan edilecek, anayasa yürürlüğe girecek ve Osmanlı Mebusan Meclisi kurulacaktı.
Aydınlara meşrutiyeti ilan edeceğine söz veren II. Abdülhamit, padişah olunca sözünü tutarak meşrutiyeti ilan edip Anayasayı (Kanun-u Esasi) uygulamaya koydu (1876). Fakat ilk Osmanlı Mebusan Meclisi toplandıktan kısa bir süre sonra II. Abdülhamit, Osmanlı-Rus Sava­şı'nın (1877 -1878) getirdiği karışık ortamı bahane ede­rek ne yaptı
CEVAP :Meşrutiyet yönetimine son verdi.
Osmanlı Mebusan Meclisini de anayasanın verdiği yetkiye dayanarak ka­pattı 
Anayasayı uygulamadan kaldırdı.
SORU :II. Abdülhamit’in Mebusan Meclisini kapatmasında etkili olan sebeplerden biri de Mebusan Meclisinde gö­rev yapan azınlık vekillerinin tutumuydu. Tutumları ne idi
CEVAP :Çünkü savaş sırasında ülke yararına alınacak karar ve yasalara engel olmaya çalışıyorlardı.
SORU :II. Abdülhamit’in meşrutiyeti kaldırmasına tepki ola­rak Genç OsmanlIlar adındaki bir grup aydın,ne yaptı
CEVAP :İttihat ve Terakki Cemiyeti ni kurdu (1889).
SORU :Bu cemiyet üyeleri, meşrutiyeti tekrar ilan ettirebilmek için ne yaptılar
CEVAP :ülke içinde ve dı­şında çalışmalara başladılar.
SORU :Baskılar karşısında II. Ab­dülhamit ne yaptı

CEVAP :meşrutiyet yönetimini tekrar ilan etmek zorun­da kaldı (1908).
SORU :Osmanlı Devleti’nde Meşrutiyet Dönemi’nde Mithat Paşa tarafından ne hazırlanmıştır.
CEVAP : ilk defa sivil bir anayasa hazırlanmıştır.
SORU :meclis kararı ve padi­şah onayı ile yürürlüğe giren bu anayasanın adı nedir
CEVAP :Kanun-u Esasi 

Düşünce Akımları
Osmanlı Devleti’ni içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmak isteyen bazı devlet adamları ve aydın­lar birbirinden farklı düşünceler ortaya koydular. Bu düşünce akımlarının bazıları şunlardı:

Osmanlıcılık
Osmanlı Devleti’nde yaşayan hal­kın tamamı din, dil, ırk ve etnik yapısı dikkate alınmadan aynı haklara sahip olacaktı. 
Böylece toplumda eşitlik sağ­lanacak ve farklı milletlerden oluşan Osmanlı Devleti dağılmaktan kurtula­caktı.

Türkçülük
İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından II. Meşrutiyet Dönemi’nde uygulanmak istenen düşünce anlayışıdır. 
Çok uluslu bir devlette uygulama şansı olmayan bu akıma göre Türk kültürü korunacak ve geliştirilecek, 
Ülkeyi yöneten kesim ise Türklerden oluşacaktı. 
Türkçülük dü­şüncesi, İttihatçılar tarafından Balkan Savaşları ve sonrasında ön planda tutu­lan bir politika hâline geldi.

İslamcılık
II. Abdülhamit tarafından devlet po­litikası hâline getirildi. 
Bu anlayışa göre İslam dünyası Osmanlı halifesi etrafın­da birleştirilirse devletin yıkılması önle­nebilirdi.

Batıcılık
Osmanlı Devletindeki bazı aydınlar gayrimüslimlerin Osmanlı Devleti’nden ayrılmaması için Batıcılık fikrini savun­dular.
Bu fikre göre Osmanlı Devleti kül­tür yönetim, hukuk ve toplumsal alanda Avrupa devletleri gibi modern bir devlet olursa, ülke içindeki gayrimüslimler ay­rılık fikrinden vazgeçeceklerdi. 
Böylece devletin dağılması önlenmiş olacaktı.

OKU

Selanik, 19. yüzyıl sonlarında canlı bir tica­rete ve işlek bir limana sahip Osmanlı toprağı olan Makedonya’nın en gelişmiş kentiydi. Bura­sı, Osmanlı Devletimin Batı ya açılan kapısı ni­teliğindeydi. Avrupa ile demir yolu bağlantısı vardı. Selanik’in deniz ve demir yolu bağlantısı­na sahip olması, ticaret merkezi oluşu, çeşitli dinî ve etnik yapısı, şehirde birden çok kültürün bir arada yaşadığı özgür bir ortam oluşturmuş­tu. Bu özgür ortamda çeşitli fikir akımlan kolay­ca yayılıyordu. Şehir, Avrupa tesirine açık oldu­ğundan birçok kültüre ev sahipliği yapmakta idi. Şehirde haberleşme için postane bulundu­ğu gibi çeşitli Avrupa devletlerinin gazeteleri de satılıyordu. Çeşitli din, dil ve düşüncede insan­ların kaynaştığı bir şehir olan Selanik, farklı kültürlerin bir arada bulunmasıyla da dikkat çeki­yordu. Şehirde Türk okullannın yanında pek çok yabancı okul da yer alıyordu. Ayrıca şehir­de Türk basın hayatı da oldukça canlıydı. Bu canlılığa, şehirdeki gayrimüslimler de gazete ve dergilerle katılıyordu. Burası Balkan Savaş­larına kadar Türk aydınlarının ve gençlerinin belli başlı düşünce ve hürriyet merkezi hâline gelmişti.
Çocukluğunu böyle bir kent ortamında geçi­ren Mustafa Kemal, genç yaşta farklı toplumları, kültürleri, yaşam biçimlerini ve inançları tanıma fırsatı buldu. Ayrıca yeni düşünce akımları­na açık olan bu ortamda, kendini geliştirmesini bildi.


MUSTAFA KEMAL’İN HAYATI

Çocukluğu
Mustafa Kemal, 1881 yılında Selanik’te. Koca Kasım Mahallesi Islahhane Caddesi’nde  üç katlı evde doğdu.
Mustafa Kemal’in Selanik'te doğduğu bu ev, günümüzde Türkiye Konsolosluğunun bahçesi içerisinde yer al­makta ve müze olarak faali­yetini sürdürmektedir.

Ali Rıza Efendi’nin soyu Selanik’in eski ailelerine da­yanmakta idi. 32 yaşında iken Zübeyde Hanım’la ev­lendi. Önceleri askerlik görevi yapan Ali Rıza Efendi, uzun süre gümrük memurluğu yaptı. Daha sonra memuriyeti bırakarak ticaretle uğraştı.

Zübeyde Hanım, 1857 yılında doğmuş, çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını Langaza’da geçirmişti. Gele­neklerine bağlı bir hayat süren Zübeyde Hanım 1923 yılında vefat etti.

Zübeyde Hanım'm çocuklarından üç tanesi hastalık nedeniyle küçük yaşta ölmüştü. Mustafa’nın en küçük kardeşi Naciye ise on iki yaşında vefat edince Zübeyde Hanım’ın çocuklarından sadece Mustafa ve Makbule hayatta kalmıştır.
Mustafa daha çocuk yaşta iken babası Ali Rıza Efendi vefat eder. Eşinin ölümü ile ekonomik sıkıntı içine düşen Zübeyde Hanım, çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Efendi’nin Langaza daki çiftliğine ta­şınır. Selanik'ten uzaklaşan Mustafa'nın eğitim hayatı yarım kalırken çiftlikte onun için yeni bir hayat baş­layacaktır.

Öğrenim Hayatı
19. yüzyılda. Osmanlı Devleti sınırları içerisindeki okullarda eğitim birliğinden söz etmek mümkün de­ğildi. Daha çok dinî ağırlıklı eğitim kurumlan olan medreseler yaygındı. Bunun yanında Avrupa tarzı eği­tim veren modern okullar, azınlıklara ait okullar ve yabancı devletler tarafından kurulan eğitim kurumlan bulunmakta idi. Birbirinden farklı müfredatlar uygulayan bu okullar nedeniyle Osmanlı Devletinde bir eğitim birliği yoktu.
Askerî okullar ise dönemin en iyi eğitim veren kurumlan arasındaydı. Bu okullar ülkenin sorunlarını bilen ve bunu çözmek isteyen vatansever öğrenciler yetiştirmeye çalışıyordu.

Mahalle Mektebi
Mustafa’nın hangi okula başlayacağı anne ve babası arasında tartışma konusu oldu. Çünkü anne­si dinî eğitim alması amacıyla mahalle mektebine yazılmasını isterken babası modern eğitim veren başka bir okula yazılmasını istiyordu. Mustafa, annesinin isteği doğrultusunda önce mahalle mekte­bine başladı, sonra bu okuldaki eğitimini tamamlamadan Şemsi Efendi Mektebine kaydoldu.

Şemsi Efendi Mektebi
Bu okuldaki eğitim diğer okullara göre son derece çağdaş özellikler taşımaktaydı. Öğrenciler sı­ralarda oturmakta ve aktif olarak derslere katılmaktaydı. Derslerde modern araç gereçler kullanılmak­taydı. Babasının ölümüyle Mustafa bu okuldaki eğitimine ara vermek zorunda kaldı. Selanik'e dön­dükten sonra bu okula devam etti ve okulu başarı ile bitirdi.


Selanik Mülkiye Rüştiyesi (1892) 
Annesinin isteğiyle Selanik Mülkiye Rüştiyesine kaydoldu. Ancak asker olmak isteyen Mustafa, bu sivil ortaokula devam etmek istemiyordu. Annesinden habersiz girdiği askerî okul sınavını kazanınca bu okuldan ayrıldı.

Selanik Askeri Rüştiyesi (1894)
Mustafa, annesinin rızasını alarak girdiği bu okuldan Mustafa Kemal olarak çıkacaktır. Çünkü ma­tematik öğretmeni çok sevdiği bu öğrencisine "Benim adım Mustafa, senin adın da Mustafa. Bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun.” diyecektir.

Manastır Askeri'İdadisi (1896)
Manastır Askerî İdadisinde Mustafa Kemal’i fikrî yönde etkileyen olaylar ve kişiler olmuştur. Bu kişilerin başında ona edebiyat ve şiir sevgisini aşiayan Ömer Naci gelmektedir. Namık Kemal ve Mehmet Emin Yurdakul’un şiirleri ile burada tanışır. Yine tarih öğretmeninin etkisi ile Fransız düşünürlerinin kitaplarını da ilk kez burada okuma­ya başlar. Montesquieu (Monteskiyo), Jean Jacques Rousseau (Jan Jak Russo) ve Voltaire (Volter) gibi Fransız aydınlannın düşüncele­rinden etkilenecektir.
Mustafa Kemal, bu okulda öğrenci iken onu en çok etkileyen olay 1897 yılında başlayan Osmanlı - Yunan Savaşı’dır. Osmanlı Devleti savaştan başarı ile çıkmasına rağmen, masa başında yapı­lan görüşmeler sırasında istediği sonucu elde edemedi. Bu durum, Mustafa Kemal’in vatan sevgisi dolu yüreğinde üzüntüye neden ol­du. Çünkü kendisi de bu savaşa gönüllü olarak katılmak istemiş ama başarılı olamamıştı.

Harp Okulu (1899)
Mustafa Kemal Manastır’dan İstanbul’a gelerek Harp Okuluna başladı. Batı daki gelişmeleri takip etmek için Avrupa'dan dergiler getirtiyor, kaldığı pansiyonda Fransızca eğitim alıyordu. Ülke sorunla­rı ile yakından ilgilenmeye devam eden Mustafa Kemal, Harp Okulunu 1902 tarihinde 459 öğrenci arasından sekizinci olarak bitirdi.

Harp Akademisi (1902)
Mustafa Kemal'in Harp Akademisinde aldığı eğitim, onun hem vatan, millet ve Türklük fikirlerinin olgunlaşmasında hem de Batı ya dönük “çağdaşlaşma” düşüncelerinin gelişmesinde önemli bir etki yapacaktır. Ayrıca bu fikirlerini arkadaşlarına da anlatması, okulda bu fikirlerini yaymak için onlarla bir gazete çıkarma girişiminde bulunması onun daha o dönemde liderlik özelliklerinin gelişmeye başla­dığını da göstermektedir. Mustafa Kemal Harp Akademisinden kurmay yüzbaşı rütbesi ile beşincilikle mezun oldu (1905). İlk görev yeri olarak Suriye'nin Şam kentindeki 5. orduya atandı.

Mahalle Mektebi 
Şemsi Efendi Mektebi 
Selanik Mülkiye Rüştiyesi (1892) 
Selanik Askeri Rüştiyesi (1894) 
Manastır Askeri'İdadisi (1896)
Harp Okulu (1899) 
Harp Akademisi (1902) 

Askerlik Hayatı

İlk Görev
 Daha sonra Mustafa Kemal V. Ordu Kurmay Başkanlığ'na atandı. 13 Ekim 1907 tarihinde ise merkezi Manastır'da bulunan III. Orduda görevlendirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakki Cemiyetine üye oldu.
SORU :Mustafa Kemal, askerlik mesleğine Harp Akademisini bitirip genç bir kur­may yüzbaşı olarak başladı (1905). Mustafa Kemal'in ilk görev yeri neresidir
CEVAP :Suriye'de bulunan V. Orduya bağlı 30. Süvari Alayı 
SORU :Burada hangi Ce­miyeti kurdu
CEVAP :Vatan ve Hürriyet
SORU :Daha sonra Mustafa Kemal V. Ordu Kurmay Başkanlığ'na atandı. 13 Ekim 1907 tarihinde ise merkezi Manastır'da bulunan III. Orduda görevlendirildi. Bu görevi sırasında hangi cemiyete üye oldu.
CEVAP : İttihat ve Terakki Cemiyetine

Mustafa Kemal Hareket Ordusu’nda (31 Mart Olayı)
SORU :İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra meşrutiyet yanlıları ile padişah yanlıları arasında basında baş­layan tartışmalar ve karşılıklı atışmalar gittikçe şid­detlendi. Ülkede yaşanan bu gerginlik, en sonun­da İstanbul'da bir ayaklanmaya dönüştü. Tarihi­mizde bu ayaklanma 31 Mart Olayı olarak bilin­mektedir (13 Nisan 1909).31 Mart Olayı'nda ayaklananların amacı, nedir
CEVAP :meş­rutiyet yönetimine son vermekti. 
SORU :Gelişmeler üze­rine meşrutiyet yanlıları Selanik'teki askerî kuv­vetlerden yardım istedi. Selanik'te Hareket Ordu­su adıyla bir ordu hazırlandı. Ayaklanma,  Hareket Ordusu tarafından bastırıldı.Musta­fa Kemal'in rütbesi ne idi

CEVAP : kurmay başkanlığı
SORU :Sonuçları
CEVAP : II. Abdülhamit, ayak­lanmanın bastırılması için gereken önlemleri al­madığı gerekçesiyle meclis kararıyla görevinden alındı. 
Yerine V. Mehmet Reşat getirildi. 
Yaşanan bu iç olaylardan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti yönetimde daha etkin bir konuma geldi.

Mustafa Kemal Fransa'da
12-18 Eylül 1910 tarihleri arasında Fransız ve İngiliz ordulan ortaklaşa bir tat­bikat karan aldı. Pikardi adı verilen bu manevralara Osmanlı ordusunu temsilen Mustafa Kemal ile birlikte o dönemde Fransa’da ateşemiliter olarak görevli olan Fethi (Okyar) Bey gözlemci olarak görevlendirildi. Bu tatbikat sırasında Mustafa Kemal tespit ettiği gözlem ve değerlendirmeleri ile dikkatleri üzerinde topladı. Mustafa Kemal hazırlamış olduğu raporunda, gelecekte yapılacak bütün savaş­larda hava kuvvetlerinin önemine dikkat çekti. Güçlü hava kuvvetine sahip ülke­lerin yapılacak savaşlarda daha çok başardı olacaklarını belirtti.


Mustafa Kemal Trablusgarp'ta
20. yüzyıl başlarında siyasi birliğini sağlayarak sanayileşen İtalya, sömürge edinmek için Osmanlı Devleti'nin Kuzey Afrika'daki topraklarına saldırdı (1911). Osmanlı Devleti bu topraklan korumak için karadan asker gönderemiyordu. Çünkü kara yolu üzerindeki Mısır, İngilizlerin elinde bulunuyordu. Osmanlı Dev- leti’nin sahip olduğu donanma, uzun yıllar ihmal edildiğinden bakımsız kalmış­tı. Bu nedenle OsmanlI’nın Kuzey Afrika'daki bu son toprak parçasını savun­mak için karadan ve denizden asker göndermesi söz konusu değildi.
Bu durum karşısında aralarında Mustafa Kemal’in de bulunduğu Enver Bey, Ali Fethi Bey gibi Türk subayları, devletin bilgisi dahilinde bu toprakla­rı korumak düşüncesi ile gizlice Trablusgarp’a gittiler. İtalyanlara karşı yerel kuvvetlerden güçlü bir cephe kurarak başarıyla direndiler.
SORU :Mustafa Kemal'in yerel kuvvetleri teşkilatlandırarak İtalyanlara karşı başarı göstermesi onun hangi özelliğini ortaya koymaktadır.
CEVAP :teşkilat­çılık
SORU :Osmanlı yönetimi, Mustafa Kemal ve arkadaşlarını neden geri çağırdı.
CEVAP : Birinci Balkan Savaşı nın çıkması üzerine Trablusgarp'taki subaylara ihtiyaç duydu
SORU :Mustafa Kemal'in ilk askerî başarısı, nedir
CEVAP :Trablusgarp Savaşı'nda gerçekleşen Derne ve Tobruk mücadeleleridir.
SORU :Osmanlı Devleti, Trablusgarp Savaşı sonunda İtalya ile hangi Antlaşmayı nı imzaladı .
CEVAP :Ouchy (Uşi) (1912)
SORU :Bu antlaşma maddeleri nelerdi
CEVAP :Trablusgarp ve Bingazi, İtalyanlara bırakıldı. 
Böylece Osmanlı Devleti, Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını da kaybetti. Ayrıca Osmanlı Devleti, Balkan Savaşları sırasında koruyamayacağı­nı düşündüğü Akdeniz’deki On iki Adayı da koruma­sı için geçici olarak İtalya’ya bıraktı.

Balkan Savaşları
SORU :Trablusgarp Savaşı’nı fırsat bilen Balkan devletleri (Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ), hangi debletin kışkırtması ile Osmanlı Devleti'ne savaş açtı (8 Ekim 1912). 
CEVAP :Rusya
SORU :Osmanlı Devleti, Birinci Balkan Savaşı’nda bu devletlerle yaptığı savaşlarda başarılı oldu mu

CEVAP :hayır
SORU :Savaş sonunda imzalanan hang, anlaşmadır

CEVAP :Londra Antlaş­ması
SORU :Sonunda ne oldu

CEVAP :Osmanlı Devleti Midye-Enez çizgisinin batısındaki topraklarını ve Edirne’yi Balkan devletlerine bırakmak zorunda kaldı (1912). 
SORU :Balkan devletleri, OsmanlI’dan aldıkları toprakları aralarında paylaşama­dılar. Sonucunda ne oldu 

CEVAP : Balkan devletleri arasında İkinci Balkan Savaşı çıktı.
SORU :Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Romanya, Londra Antlaşmasından en kârlı çıkan Bulgaristan’a savaş açtı.Bu durumdan OsmanlI Devleti,nasıl yararlanandı 


CEVAP :Bulgaristan’dan Edirne’yi geri aldı.
SORU :Balkan Savaşları sonunda Bulgaristan ile hangi antlaşma 

CEVAP :İstanbul Ant­laşması, 
SORU :Balkan Savaşları sonunda Yunanistan ile hangi antlaşma 



CEVAP :Atina Antlaşması (1913).

SORU :İmzalanan bu antlaşmalarla nereler Osmanlı egemenliğinden çıktı. 

CEVAP :Arnavutluk, Ma­kedonya, Batı Trakya ve Ege Adaları (Gökçeada ve Bozcaada hariç)
SORU :Osmanlı Devleti’nden ayrılan son Balkan devletidir hangsidir


CEVAP :Ar­navutluk 


Aşağıda verilen sorulan cevaplayınız:
Osmanlı Devleti, İkinci Balkan Savaşı’nda Bulgaristan’dan nereyi aldı?
Osmanlı Devleti, İkinci Balkan Savaşı’ndan sonra hangi antlaşmalan imzaladı?

SORU :Birinci Balkan Savaşına katılmayan Mustafa Kemal. İkinci Balkan Savaşı’nda hangi birliklerde görev yaptı.
CEVAP :Gelibolu ve Bolayır  ,Edirne’nin kurtarılmasında önemli başarılar elde etti.

O, Bir Ateşemiliter
Mustafa Kemal, Balkan Savaşlarının sona ermesinden kısa bir süre sonra Sofya Ataşemiliterliğine atandı (Ekim 1913). Sofya, birçok yabancı konsolosluk merkezininin bulunduğu önemli bir kentti. Şehir­de tamamen Batılı bir yaşam biçimi hüküm sürüyordu. Burada sık sık üst düzey toplantı, balo ve davet­ler düzenleniyordu. Mustafa Kemal bu davetlere katılıyor, Bulgar ve yabancı üst düzey kişilerle tanışma, konuşma fırsatı buluyordu. Konuştuklarından ve gözlemlediklerinden öğrendiklerini İstanbul’a raporla iletiyordu.
Sofya’daki modern yaşam tarzı Mustafa Kemal'i derinden etkiledi. Onun kafasında, Türk toplumunu modern ve çağdaş bir yapıya kavuşturma düşünceleri burada oluştu. Bulgaristan'da yaşayan Türklerin siyasal ve kültürel hayatlarının gelişmesi için girişimlerde bulundu. Buradaki Türk milletvekilleriyle irtiba­ta geçti. Türklerin çıkardıkları gazete ve dergilerle yakından ilgilendi. Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine Mustafa Kemal Sofya’daki görevinden ayrılarak ülkesine döndü.


Mustafa Kemal’in Kişisel Özellikleri
“Büyüklük odur ki hiç kimseye iltifat etmeyeceksin hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için ger­çek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes se­ni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda karşı koyuşlan yok eden olacaksın, önüne sayılama­yacak güçlükler yığacaklardır.
... Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse bunu diyenlere de güleceksin.”


Mustafa Kemal'e ait bu sözlerde onun kişisel ve liderlik özelliklerinden hangileri bulunmaktadır? Bu özellikler ile size ait özellikler birbirine benziyor mu? Yorumlayınız.
Atatürk’ün büyük başarılar kazanmasında, Türk ve dünya siyasi tarihine geçmesinde onun kişisel özellikleri önemli bir etken olmuştur. O, Türk milletinin yok edilme çabalarına karşı çıkan büyük bir lider­di. Aynı zamanda Atatürk, Türk milletinin kurtarıcısı ve yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olma özek liklerini kendisinde taşıyan, tarihin yetiştirdiği en büyük asker ve devlet adamlarından biridir. Onun bu başarılarının temelinde üstün ve çok yönlü kişiliği ile güçlü iradesi bulunmaktadır. Atatürk, görüşlerinde­ki sağlamlık, tutarlılık, gerçekçilik, milletlerarası ilişkilerde güvenirlilik, kararlılık, barış ve insani değerleri ile evrensel bir liderdir. O. ülkesini işgal eden güçleri yenerek millî, tam bağımsız bir Türk devleti kuran, kurduğu bu devleti çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkartma mücadelesi başlatan ve bunu başaran bir önderdir. Onun başarısında inanç, akıl, bilgi, cesaret, gerçekçilik gibi insana özgü yüksek değerler var­dır. Atatürk'ün kişiliğinin, özelliklerinin ve başarılarının bilinmesi, bizlerin günümüzde ve gelecekte başa­rılı olabilmesi için büyük önem taşır.
Atatürk’ün doğuştan sahip olduğu ve üstün kişiliğini ortaya çıkaran nitelikleri zamanın akışı içindeki çeşitli olaylardan beslenerek gelişmiştir.
Atatürk, üstün zekâ ve dehasını aklın öncülüğünde kullanmış ve bunları güçlü bir çalşma ile birleştirmiş­tir. Bilimin ışığnda ve tecrübesinin enginliğinde kafasında güçlü bir düşünce sistemi ve şaşmaz bir mantık oluşturmuştur. Atatürk bunları kişiliğinde sürekli ve sistemli bir biçimde mükemmelleştirerek bir düşünce bi­çimi hâline getirmiştir. Bu sebeple de Atatürk, üstün özelliklerinin ön plana çıkması ile eşsiz ve ayrıcalıklı bir kişiliğe ulaşmıştır. Atatürk, insanlğa kazandırdığı değerler ile çağımızın en büyük insanı ve gelecek çağlara ışık tutan bir lider olmuştur. Atatürk, bir önderde bulunabilecek tüm özelikleri kişiliğinde toplamıştır.

İleri görüşlü - vatan sevgisi - açık sözlülük - bağımsızlık - birleştirme ve bütünleştirme gücü - liderlik - mantıklı oluşu
Yurt toprağı! Sana herşey feda olsun. Kutlu olan sensin
Çanakkale Cephesi’nde düşmanın nereden karaya çıkarma yapa­cağını önceden bilmesi.
Bizim akıl, mantık ve zekâ ile hareket etmemiz en belirgin özelli­ğimizdir.
Sakarya Savaşı öncesi ordunun başına geçmesi ve savaştan son­ra cumhuriyeti kurarak cumhurbaşkanı seçilmesi.
Ben düşündüklerimi, sevdiklerime olduğu gibi söylerim.
Bağımsızlık benim karakterimdir.
Millî Mücadele’de bütün cemiyetleri birleştirerek tek çatı altında toplaması.

SAYFA 31

A. Aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1. Osmanb Devleti’nin yıkılmasını önlemek amacıyla ortaya atılan düşünce akımları hangileridir? Mus­tafa Kemal sizce bunlardan en çok hangisinden etkilenmiştir?
2. Sanayi İnkılabı sonrası Avrupa'da ortaya çıkan ve dünyada yayılmacılığı artıran gelişmeler hangile­ridir? Sanayi İnkılabı sonucu hangi ürünler önem kazanmıştır?
3. Atatürk’ün öğrenim gördüğü okullar, onun fikirlerini nasıl etkilemiş olabilir? Açıklayınız.
4. Mustafa Kemal’in ilk görev yeri olan Şam’da kurduğu cemiyetin adı nedir?
5. Mustafa Kemal'in askerî başarılarının yanı sıra yeni bir devlet kurması onun hangi özelliğinden kay­naklanmaktadır? Belirtiniz.
B. “Şemsi Efendi Mektebi. Mahalle Mektebi. Şam. Halep. Selanik Askerî Rüştiyesi. İttihat ve Terakki Cemiyeti, 31 Mart Olayı. Harp Akademisi. Harp Okulu. Vatan ve Hürriyet Cemiyeti. Kafkas Cephe­si. Derne ve Tobruk"
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan noktalı yerlere yukarıda verilen kelimelerden uygun ola­nı yazınız.
1. Atatürk, sınavlanna gizlice girerek kazanmış ve bu okulu başarıyla bitirmiştir.
2. Mustafa Kemal, Manastır Askerî İdadisini başarı ile tamamlayarak İstanbul'da
girmiştir.
3. İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra meşrutiyet karşıtları tarafından çıkarılmıştır.
4. Atatürk ilk askerî başarısını ve kazanmıştır.
5. Atatürk’ün ilk görev yeri, merkezi olan V. Orduya bağlı Süvari Alayı idi.
C. Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.
1. ( ) 1876 yılında ilan edilen meşrutiyet yönetimi ile birlikte Teşkilata Esasiye Kanunu adlı anayasa
da yürürlüğe girdi.
2. ( ) Mustafa Kemal. Balkan Savaşlarından sonra Sofya’da ateşemiliter olarak görev yapmıştır.
3. ( ) Meşrutiyet karşıtlannın İstanbul'da çıkarttıkları isyanı bastırmak için Selanik'ten gelen orduya
Hareket Ordusu adı verilmiştir.
4. ( ) Mustafa Kemal, modern usullerde eğitim yapan Şemsi Efendi Mektebine babasının vefatı ile
ara vermiştir.

Ç. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
19. yüzyılda, Osmanlı Devleti sınırları içerisin­deki okullarda eğitim birliğinden söz etmek mümkün değildi. Daha çok dinî ağırlıklı eğitim kurumlan olan medreseler yaygındı. Bunun yanında Avrupa tarzı eğitim veren modern okullar, azınlıklara ait okullar ve yabancı dev­letler tarafından kurulan eğitim kurumlan bu­lunmakta idi.
Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda Os­manlI Devleti’ndeki eğitim sistemi hakkın­da aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Gelişmiş bir eğitim sistemi mevcuttur.
B) Eğitimde birlik sağlanamamıştır.
C) Yeniliklere ve değişime açık bir eğitim bulunmaktadır.
D) Öğrenciler hem Avrupa tarzı eğitim hem de dini eğitim almaktadır.
4. Mustafa Kemal'in çocukluğu ve gençliği Os­manlI Devleti’nin büyük sıkıntılar çektiği bir döneme rastlar.
Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin yaşadığı sorunlar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Sanayileşen devletlerin pazarı hâline gelmesi
B) Türk halkının saltanat yönetimine cephe alması
C) Fransız İhtilali’nin etkisiyle azınlıkların ayaklanması
D) Kapitülasyonların ekonomiyi olumsuz etkilemesi
Bir gün Matematik öğretmeni "Benim adım Mustafa, senin adın da Mustafa. Bundan son­ra senin adın Mustafa Kemal olsun." diyecek­tir.
Mustafa’nın “Kemal" adını aldığı bu okul aşağıdaki okullardan hangisidir?
A) Selanik Askerî Rüştiyesi
B) Manastır Askerî İdadisi
C) Harp Okulu
D) Harp Akademisi
Atatürk’ün Kurmay Yüzbaşı olarak atandı­ğı ilk görev yeri aşağıdaki şehirlerden han­gisidir?
A) İstanbul
B) Selanik
C) Şam
D) Trablusgarp
5. Selanik şehri, Osmanlı Devleti’nin Batı’ya açı­lan kapısı niteliğindeydi. Avrupa ile demir yo­lu bağlantısı vardı. Selanik’in deniz ve demir yolu bağlantısına sahip olması, ticaret merke­zi oluşu, çeşitli dinî ve etnik yapısı, şehirde bir­den çok kültürün bir arada yaşadığı özgür bir ortam oluşturmuştu. Bu özgür ortamda çeşit­li fikir akımları kolayca yayılıyordu. Şehir, Av­rupa tesirine açık olduğundan hem Batı kül­türüne hem de Türk kültürüne ait uygulama ve yaşam biçimleri görülüyordu.
Yukarıda verilen bilgiler dikkate alındığın­da Mustafa Kemal'in yetiştiği Selanik şeh­ri için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Farklı kültürlerin bir arada yaşadığı
B) Avrupa'da yaşanan olayların bölgeye çabuk ulaştığı
C) Canlı bir ticaret merkezi olması
D) Osmanlı Devleti’nin merkezine yakın olması





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

6. ÜNİTE: ELEKTROSTATİK