DERSHANE

Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

20 Ekim 2019 Pazar

2. Ünite Millî Uyanış: Bağımsızlık Yolunda Atılan Adımlar


2. Ünite i Millî Uyanış: Bağımsızlık Yolunda Atılan Adımlar
SORU :Birinci Dünya Savaşı, dünya tarihinde çok sayıda siyasi devletin birbiri ile mücadele ettiği ilk bü­yük savaştır. Bu savaş geniş bir alana yayılmış ve birçok devleti etkisi altına almıştır. Savaşa katılan ve katılmayan devletlerin pek çoğu Birinci Dünya Savaşı’ndan veya onun sonuçlarından etkilenmiştir. Bu nedenle yaşanan savaşa ne adı verilmiştir.
CEVAP :Birinci Dünya Savaşı

Savaşın Nedenleri: Çözülemeyen Sorunlar Zinciri
Sömürgecilik
SORU :On dokuzuncu yüzyılda, sanayileşmenin hızlanması ile gelişen ülkelerin ne büyük oranda arttı.
CEVAP :ham madde ve pazar ihtiyaçları 
SORU :AvrupalI devletler bu ihtiyaç­larını karşılayabilmek amacıyla ne  hareketlerine hız verdiler.
CEVAP :sömürgecilik
SORU :Yaşa­nan bu gelişmeler büyük devletler arasındaki neyi tırmandırdı.

CEVAP :ekonomik, siyasi ve askerî reka­beti 

Ham Madde ve Pazar Arayışı
SORU :Yaşanan Sanayi İnkılabı sonrası, devletler ihtiyaç duydukları ürünler için ne duydular
CEVAP :dünya­nın diğer bölgelerinde arama gereği
SORU :Ayrıca ürettikleri ürünleri satmak için ne yaptılar.

CEVAP : yeni pazar arayışına girdiler

Almanya ve İtalyanın Durumu
SORU :Almanya ve İtalya, Avrupa’daki diğer devletlere göre siyasi birliklerini ne zaman   tamamlamışlardı.
CEVAP : geç 
SORU :Bu iki devlet, neye önem vererek kısa sürede güçlendiler.
CEVAP :sanayileşmeye
SORU :Almanya’nın sanayisini, ekonomisini ve ordusunu geliştirerek sömürgecilik yarışına katılması, ellerinde geniş sömürgeler bulunduran İngilte­re ve Fransa’yı nasıl etkiledi
CEVAP : tedirgin etti
SORU :Özellikle kimler  arasında ham madde ve dünya pazarları konusunda büyük bir rekabet yaşanmaya başlandı.
CEVAP :Almanya ve İngiltere

Alsas - Loren Sorunu
SORU :Fransa daha önce Almanlara kaptırdığı ve maden bakımından zengin bir bölge olan Alsas-Loren’i ne istemekte idi.
CEVAP :geri almak 
SORU :Bu düşünce nedeniyle Fransa, kime yaklaşarak yanında yer aldı.
CEVAP :İngiltere’ye

Silahlanma Yarışı
SORU :Avrupa devletleri ellerindeki sömürgeleri korumak düşüncesiyle Sanayi İnkıla- bı’ndan da yararlanarak hızlı bir şekilde ne yarışına başladılar.
CEVAP : silahlanma 

Milliyetçilik
SORU :On dokuzuncu yüzyılda Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçilik düşün­cesi Birinci Dünya Savaşı öncesinde tüm dünyada etkisi ne oldu
CEVAP : hızla yayıldı.
SORU :Bu düşünce­nin etkisiyle birçok devlet, ulusal çıkarları doğrultusunda ne yapmaya başladılar.
CEVAP :oluşan bloklar içerisinde yer almaya 

Panslavizm
SORU :Rusya, Balkanlarda ne propagandası yürütü­yordu. 
CEVAP : Panslavizm (Slavları birleştirme) 
SORU :Bu uygulama ile ne hedefliyordu. 
CEVAP :Balkan milletlerini kendi yanına çekmeyi ve bu bölgeden sıcak denizlere açılmayı 
SORU :Rusya’nın bu politikası, sınırları içinde birçok Slav bulunan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve OsmanlI Devleti’ne etkisi ne oldu
CEVAP :bu ülkelerin bütünlüğünü tehlikeye düşürüyordu.
SORU :Bu sebeple Avusturya-Maca­ristan İmparatorluğu, kime karşı cephe aldı.

CEVAP :Rusya

Bloklar Kuruluyor
SORU :Dünya devletleri çıkarları gereği kendilerine yakın gördükleri devletlerle ne  yaptılar
CEVAP :yakınlaştılar
SORU : Bu durum neye neden oldu.

CEVAP :devletlerin bloklaşmasına 

Savaş Başlıyor
SORU :20. yüzyıl başlarında Avrupa devletleri, çıkarları doğrultusunda bloklara ayrılmış ve hızla silahlanmış­lardı. Aralarındaki anlaşmazlıklar yüzünden de gergin bir bekleyiş içine girmişlerdi. 1914 yılının Haziran ayında, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahtı Ferdinand, ziyaret sebe­biyle Sırbistan’ın Saraybosna kentine geldi. Bu ziyaret sırasında veliaht Ferdinand,kim tarafından öldürüldü.
CEVAP : bir Sırp milliyetçisi 
SORU :Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, ne istedi.
CEVAP :olaydan sorumlu olanların kendilerine teslim edilmesini
SORU :Bu istek yerine getirilmeyince ne yaptı.
CEVAP :Sırbistan’a savaş açtı
SORU :Bu, aynı zamanda ne oldu
CEVAP :Birinci Dünya Savaşı’nı da başlatan olay 
SORU :Balkanlardaki etkinliğini korumak isteyen Rusya, ne yaptı
CEVAP :Sırbistan’ın yanında savaşa girdi.
SORU :İngiltere ve Fran­sa daha önce aralarında yaptıkları gizli antlaşmalara dayanarak kimin tarafında savaşa katıldı. 
CEVAP : Rusya 
SORU :Bal­kanlarda güçlü Rusya’nın etkinliğini istemeyen Almanya, Avusturya-hangi cep­hede yer aldı.
CEVAP :Macaristan İmparatorluğu’nun 

Böylece savaş kısa sürede tüm Avrupa ülkelerine yayıldı.

2.2. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA OSMANLI DEVLETİ
OsmanlI Devleti Savaşa Giriyor 
SORU :OsmanlI Devleti, Birinci Dünya Savaşı başladığında hanfi taraftaydı.
CEVAP : tarafsız kalmıştı
SORU :neden
CEVAP :OsmanlI Devleti, son dö­nemde girdiği Trablusgarp ve Balkan savaşlarında yenilmiş, geniş topraklar kaybetmişti. 
Devle­tin, hemen her kademesinde başlayan gerileme ve çöküş durdurulamamıştı. 
Buna bağlı olarak yapılan yeniliklere rağmen ordu ve yönetim iyi durumda değildi. 
SORU :Bu durumu göz önünde bulunduran bazı dev­let adamları neyi daha uygun görüyorlardı.
CEVAP :savaşa girilmeyip tarafsız kalınmasını
SORU :İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti için ne istiyor­lardı. 
CEVAP : ta­rafsız kalmasını ve savaşa girmemesini 
SORU :neden
CEVAP :Böylece Osmanlı topraklarında yeni cep­heler açılmayacak, 
           Güney Akdeniz kıyısındaki ve Uzak Doğu’daki sömürgelere giden                       yollar güven altında olacaktı. 
SORU :İtilaf Devletleri, Osman­lI Devleti sırf savaşa girmesin, tarafsızlığını ko­rusun diye hangi konularda yardım edeceklerini bildirdiler.
CEVAP :kapitülasyonları kaldıracaklarını ve borçları silme 
SORU :Balkan Savaşları sırasında Osmanlı Devle­ti; İngiltere, Fransa ve Rusya’nın neden dolayı bu devletlerden uzaklaştı.
CEVAP : güven verme­yen tutumlarından 
SORU :Buna karşılık, kendi siyasetine daha yakın gördüğü kim ile ilişkilerini artırdı.
CEVAP :Almanya

Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın OsmanlI Devleti’ni kendi yanına çekme nedenlerini aşağıdaki tablodan inceleyiniz.

OsmanlI Devleti’nin Savaşa Girme Nedenleri 
SORU :Birinci Dünya Savaşı öncesinde OsmanlI Devleti’nin yönetiminde, hangi parti etkili ko­numda idi. 
CEVAP :İttihat ve Terakki Partisi
SORU :OsmanlI Devleti’nin savaşa girme nedenleri nelerdir
CEVAP :Bu savaşı Almanya’nın kazanacağını düşüncesiyle Alman ya’nın yanında savaşa girerse kazanan tarafta yer almış olacaktı.
-Balkan Savaşları’nda kaybetti­ği toprakları geri almak istemesi. 
-Siyasi olarak Avrupa devletlerinin  OsmanlI Devleti’ni desteklememesi ve Almanya’nın yanında yer alarak bu alnızlıktan kurtulmak istemesi.
-Balkan Savaşları’nda kaybetti­ği toprakları geri almak istemesi.
-Turancılık ideali doğrultusun­da Kafkaslar geçilerek Orta Asya Türklerini bir çatı altında toplama düşüncesini gerçekleştirmek.
-Kapitülasyonlardan ve dış borçlardan kurtulma düşüncesi.

a. Cepheden Cepheye OsmanlI
SORU :Birinci Dünya Savaşı’nın başlarında Akdeniz’de İngiliz donanmasından kaçan iki Alman savaş gemisi, boğazlardan geçerek Osmanlı Devleti’ne sığındı. Osmanlı Devleti savaşın başında tarafsızlığını açıkladığın­dan, bu gemileri elinde tutması ve mürettebatını da gözetim altına alması gerekiyordu. Fakat öyle yapma­dı. Almanya ile imza ettiği antlaşmaya dayanarak bu gemileri satın aldığını bildirdi ve gemilere Türk bayra­ğı çektirdi. Bu gemilerden ne adı verildi.
CEVAP :Goben’e Yavuz, Breslau’a da Midilli
SORU :İçlerinde Alman mürettebat da bulunan bu iki gemi Karadeniz’e açıldı ve ne yaptılar. 
CEVAP :Rus limanlarını bombaladı
SORU :Bu olay üzerine Rusya,ne yaptı
CEVAP : Osmanlı Devleti’ne savaş açtı (1 Kasım 1914).
SORU : Ingiltere ve Fransa da kimin yanında Osmanlı Devleti’ne savaş ilan ettiler.
CEVAP :Rusya’nın
SORU :Osmanlı Devleti 11 Kasım 1914’te kime karşı savaş kararı aldı. 
CEVAP :İtilaf Devletleri’ne
SORU :Böylece Osmanlı Devle­ti,kimin tarafında Birinci Dünya Savaşı’na girmiş oldu.

CEVAP : Almanya'nın 


Taarruz Cepheleri
Kafkas Cephesi
SORU :Rus ordusunun saldırısı üzerine Enver Paşa komutasındaki Türk ordusu, 22 Aralık 1914 tarihinde Kaf- kaslar’da Rusya’ya karşı saldırıya geçti. OsmanlI Devleti bu cepheyi açarak daha ne yapmak istiyordu.
CEVAP :önce kaybettiği Kars, Ardahan ve Batum’u geri almak 
SORU :Ayrıca OsmanlI ve Almanya ne istiyordu.
CEVAP : İngiltere’nin  Hindistan ile bağlan­tısını kesmek ve Rusya’yı Bakü petrollerinden uzak tutmak 
SORU :Bölgedeki hangi etkiler Türk askerinin büyük bir çoğun­luğunun yaşamını kaybetmesine sebep oldu. 
CEVAP :ağır hava koşulları, ulaşım güçlükleri ve salgın hastalıklar 
Böylece Rusya üzerine girişilen ve bir hafta süren Sarıka­mış Harekâtı başarısızlıkla sonuçlandı. 
SORU :Bu olumsuz durumdan yararlanan Ruslar nereleri ele geçirdiler.
CEVAP : Erzurum, Muş, Bitlis, Trabzon ve Erzincan’ı 
SORU :Çanakkale Savaşları’ndan sonra Doğu Cephesi’nde görev alan Mustafa Kemal, emrindeki birliklerle Ruslar üzerine bir harekât düzenledi. Bu harekât sonucunda,nereleri Rus kuvvetlerinden geri al­dı (1916). 
CEVAP : Muş ve Bitlis’i 
SORU :Bu cephede savaş neden son buldu. 
CEVAP :Rusya’da yaşanan Bolşevik İhtilali 
SORU :Bolşevikler, hangi Antlaşması yla savaştan çekildiler.
CEVAP : Brest-Litowsk (Birest Litovsk) 
SORU : Bu antlaşma ile Bolşevik yönetimi nereleri OsmanlI Devleti’ne bıraktı.
CEVAP :Kars, Ardahan ve Batum’u

Kanal Cephesi 
SORU :OsmanlI Devleti, Almanya’nın da isteğiyle hangi amacla Süveyş Kanalı’na bir harekât düzenledi (14 Ocak 1915).
CEVAP :İngiltere’nin sömürgelerine ulaşan yolları kesmek ve Mısır’ı İngiltere’den geri almak
SORU :İngiliz askerleri, OsmanlIların Kanal üzerine yaptıkları bu saldırı karşıdsında ne yaptılar
CEVAP :durdurdular ve OsmanlI ordusunu yenilgiye uğrattılar.
SORU : İngiliz askerleri, kazandıkları bu başarının ardından Arapların da yardımıyla ne yaptılar
CEVAP :Sina Yarımadası’nı ele geçirdiler ve Suriye’ye doğru ilerlemeye başladılar. 
SORU :Bu sırada Suriye Cephesi’nde, Yıldı­rım Orduları 7. Ordu Komutanı olarak kim görev yapıyordu.
CEVAP :Mustafa Kemal 
SORU : Mustafa Kemal, Halep’in kuze­yinde bir savunma çizgisi oluşturdu. Bu bölgede başarılı savaşlar yaparak ne yaptı

CEVAP : İngiliz ilerleyişini durdurdu

Savunma Cepheleri
Çanakkale Cephesi
SORU : İngiltere ve Fransa, Çanakkale Boğazı’ndan geçerek Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi olan İstanbul’u ele geçirmek ve Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak isti­yordu. Böylece İtilaf Devletleri tarafında yer alan ve eko­nomisi zor durumda olan Rusya için planları neydi
CEVAP : yardım edeceklerdi
SORU :Bu amaçla ne yaptılar. 
CEVAP :aralarında güçlü bir donanma oluşturdular
SORU :Bu donanma, Şubat 1915’ten itibaren Çanakkale Boğazı’nın kıyı şeridini bombalamaya başladı. Bu ön bombardı­manın ardından İtilaf Devletleri donanması Boğaz’dan geçmeyi denedi. Kıyıdaki Türk topçusunun yoğun ateşi ve Nusrat Mayın Gemisi’nin Boğaz’a gizlice bıraktığı mayınlar sebebiyle, İtilaf Devletleri donanmasının durumu ne oldu. 
CEVAP : ağır kayıplar verdi düşman donanması geri çekilmek zorunda kaldı (18 Mart 1915).
SORU :İtilaf Devletleri, bu başarısızlıktan sonra ne yaparak bölgeyi ele geçirmek ve bu yolla İstanbul’a ulaşmak istiyordu. 
CEVAP :Gelibolu Yarımadası’na karadan asker çıkararak (25 Nisan 1915) 
SORU :Bu amaçla 25 Nisan 1915’ten iti­baren aralarında kimlerinde bulunduğu İtilaf orduları, Gelibolu yarı­madasına çıkarma yaptı.
CEVAP :AvustralyalI askerlerden oluşan Anzaklarla
SORU :Anzac (Anzak) kelimesi Avustralya ve Yeni Zelanda kolordusunun baş harfle­rinden meydana gelen bir kısaltmadır. 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal, emrindeki birliklerle Gelibo­lu’nun hangi  bölgelerinde çıkartma yapan Anzaklara şiddet­le karşı koydu. 
CEVAP :Seddülbahir, Arıburnu, Conkbayırı, Anafartalar
SORU : Mustafa Kemal’in yönettiği kuvvetler, Conkbayırı’nda ve Kocaçlmen’de İlerleyen Anzak kolordusunu geri çekilmeye zorlayarak işgal edilen noktaları kurtardı.
Çanakkale Savaşları’nın en zor anında Mustafa Kemal “Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.” diyerek askerlerine vatanı korumak uğruna canlarını seve seve vermeleri gerektiğini söy­lüyordu.
Cephedeki savaşlar, nasıl son buldu.
CEVAP : İngiltere’nin 8-9 Ocak 1916 gecesi, Gelibolu Yarımadası’nı boşaltması ile 

Siperler neden birbirine çok yakındı?
SORU :Siperler birbirine yakın olunca düşman gemilerinden atılacak mermilerin bizzat kendi siperlerine düş­me ihtimali bulunuyordu.Ön siperler, neden düşman siperlerine en yakın yer­lere kazılmıştı.
CEVAP : bu top atışlarından kurtulmak için 

Irak Cephesi
SORU :İngiltere, petrol bölgelerini ele geçirmek istiyordu. Bu amaçla İngiliz kuvvetleri,ne yaptılar
CEVAP : Basra’ya asker çıkara­rak Bağdat’a doğru ilerledi
SORU :Bu ilerleyişleri sırasında Kut’ül-Amâre bölgesinde yaptıkları çatışmalar sonucu ne oldu (29 Nisan 1916).
CEVAP : Türk kuvvetlerine yenildiler ve çok sayıda esir verdiler 
SORU :Bu yenilgiye rağmen, yeni birlik ve as­kerî malzeme ile desteklenen İngiliz kuvvetleri nerelere kadar ulaştı (11 Mart  1917).
CEVAP :Bağdat’ı alarak Kerkük bölgesine

Suriye - Filistin Cephesi 
SORU :Başarısızlıkla sonuçlanan Kanal Harekâtı’ndan sonra bölgede karşı taarruza geçen İngilizleri, Yıldı­rım Orduları Grup Komutanı olan Mustafa Kemal, nerede durdurmayı başardı.
CEVAP :Halep önlerinde 

Hicaz - Yemen Cephesi 
SORU :Müslümanlar için kutsal yerler olan Mekke ve Medine’yi İngilizlerin işgal etmesini önlemek için açılan bu cephede, Medine bölgesini koruma görevi kime verildi. 
CEVAP :Çöl Kaplam” lakaplı Fahrettin Paşa’ya
SORU :Bölgede İn­gilizlerin kışkırtması ile çıkan yerel ayaklanmalar bastırılmaya çalışıldı. Yaşanan bütün zorluklara askerle­riyle göğüs geren Fahrettin Paşa’nın başarı ile gerçekleştirdiği Medine Müdafaası’na rağmen ateşkes ant­laşmasından sonra OsmanlI askeri bölgede ne yapmak zorunda kaldı.
CEVAP :çekilmek

Yardım Cepheleri
SORU :OsmanlI Devleti, kendi cepheleri dışında müttefiklerine yardım amacıyla hangi cephelerde de savaşlara katıldı.

CEVAP :Galiçya, Romanya, Make­donya 

c. Mustafa Kemal Çanakkale’de
SORU :Çanakkale Cephesi’nde düşman çıkarmasının en kanlı mücadelelerin yaşandığı yerlerden biri neresidir
CEVAP : Arıburnu
SORU : Bölgenin savunmasını yapacak kişi 19. Tümenin Komutanı Mustafa Kemal’di. Mustafa Ke­mal, çıkarma haberini alır almaz 19. Tümen’e hazırlık emri verdi. Bölgede görevli 3. Ordu Komutanı Esat Paşa’ya Conkbayırı bölgesini savunmasını söyleyerek kendi emrindeki alayı, nereye sevk etti.
CEVAP :Arıburnu
SORU :Ya­pılan hücum sayesinde neresi kurtarıldı.
CEVAP :Kocaçimen

 Mustafa Kemal’in, Türk ordusunu düzene sokması, sün­gü hücumları ile düşmanı püskürtmesi konusunda görüşünü belirten bir tarihçi eserinde şöyle diyor: “O genç Türk subayının o anda, o noktada bulunması müttefikler için kaderin en korkunç darbesi ol­du. O olmasaydı AvustralyalIlar ve Yeni ZelandalIlar o sabah Conkbayırı’nı ele geçirecek ve savaş lehi­mize sonuçlanacaktı.”



ç. 1915 Olayları ve Tehcir (Göç) Kanunu
SORU :Büyük devletlerin Balkanlardaki Hristiyan unsurları OsmanlI Devleti hâkimiyetinden kurtarma politi­kasının başarıya ulaşmasının ardından, Anadolu’nun Hristiyan halkından olan kimlerde de aynı yolla kendi özerklikleri ve egemenliklerini alabilecekleri konusunda ümitlendiler. 
CEVAP :Ermeniler
SORU :AvrupalI güçler, özellikle kimler dünya hâkimiyeti ve sömürge politikaları çerçevesinde Ermenilerin isteklerine sıcak baktılar. 
CEVAP :İn­giltere, Rusya ve Fransa 
SORU :Nitekim 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda, Rusya ile imzalanan hangi antlaşmalara Ermeniler lehine koydurdukları hükümlerle Ermenileri kendi yanları­na çekmeye başladılar. 
CEVAP :Ayastefanos Ant­laşması ve Berlin Antlaşması
SORU :Böylece ilk olarak bir antlaşmaya konu olan Ermeniler,  nasıl bir konuma gelmiş oluyorlardı. 
CEVAP :devletlerarası rekabetin önemli bir parçası
SORU :Hangi devlet Ayastefanos Antlaşması’ndan sonra Rusya’nın gü­neye inmesini engellemek amacıyla Ermeni meselesine karışmaya başlamış adeta Ermenilerin koruyu­cusu rolünü üstlenmişti.
CEVAP :İngiltere, 
SORU : 19. yüzyıldan itibaren Ermenilerle irtibatta bulunan Rusya, ele geçirdiği toprakları korumanın en iyi yolu olarak bölgede nasıl bir po­litika takip etmeye başladı.
CEVAP :Müslüman nüfusu azaltmak ve Hristiyan nüfusu çoğaltmak
SORU :Bu amaçla Türk topraklarına Er­menileri yerleştiren Rusya, Ermenilerin yaşadığı tüm toprakların kimebağlanması amacına yöneldi.
CEVAP : Rusya’ya 
SORU :Rusya’nın baskılarına karşı direnemeyen OsmanlI Devleti’nden aldıkları tavizlerle ye­tinmeyen Ermeniler nasıl bir hedefe yö­neldiler
CEVAP : bağımsız bir devlet kurma 
SORU :Birinci Dünya Savaşı öncesinde isyan eden Ermenilerin bir bölümünün Rus ordusuna katılması, bir bölümünün de silahlı çeteler kurarak OsmanlI ordusuna karşı savaşması ve bölge­deki Müslüman halkı katletmeye başlaması üzerine OsmanlI Devleti isyancı Ermenileri nasıl bir karar almak zorunda kaldı.
CEVAP :savaş bölgesi dışına çıkarma ve zo­runlu göç


Metin İnceleme 
Osmanlı vatandaşı olan Ermeniler, bölgede ilerleyen Rus ordusuna katılarak erkekleri askere gitimiş savunmasız Türk ve diğer Müslüman ailelere saldırıp kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden katlediyordu. Birçok yerde de isyanlar çıkaran Ermeni Komiteleri, İstanbul’daki Osmanlı Hükûmeti’nin uya- : rılarına aldırış etmiyordu.
Mart 1915’te Van’a giren Rus ordusunun saflarındaki Ermeniler, kentte geride sadece 1500 Türk kala- : cak şekilde büyük bir katliam yaptı. Bu, bardağı taşıran son damla oldu. Gelişme üzerine Osmanlı Hükû- : meti, İstanbul’daki Ermeni Patriği, Ermeni milletvekilleri ve Ermeni cemaatinin önde gelenleri ile bir toplan- i tı düzenledi. Ermeni komitelerinden, Doğu Anadolu’da 6 vilayetteki katliamlarına ve Ruslarla iş birliğine son ; vermelerini isteyen Osmanlı yöneticileri, aksi takdirde bazı önlemler alınacağı uyarısında bulundu.
Buna rağmen, isyan ve katliamlar devam edince Osmanlı Hükümeti, önce 24 Nisan 1915’te Erme- : ni komitelerinin önde gelen 250 yöneticisini sürgüne gönderdi. Ardından da 27 Mayıs 1915 tarihinde \ isyan bölgelerinde yaşayan Ermenileri, tehcire yani zorunlu göç ve iskâna tabi tuttu. Van, Erzurum, ; Diyarbakır, Elazığ, Bitlis ve Sivas’taki Ermeniler, Osmanlı Devleti’nin başta Suriye olmak üzere güney : eyaletlerine gönderildi. Kendi topraklarını ve insanlarını korumak isteyen her devletin alabileceği bu : önlem, yıllar sonra karşımıza Ermeni soykırımı adı altında çıkacaktır.
Ermeni lobileri, dönemin Osmanlı yönetiminin 27 Mayıs 1915 tarihinde aldığı tehcir yani zorunlu göç ve  yer değiştirme kararının uygulanması ile birlikte 1 ,5-2 milyon Ermeni’nin öldürüldüğünü iddia etmektedir.
Birçok belge göstermiştir ki o dönemde hayatını kaybeden Türkler’in sayısı Ermeniler’den çok daha faz­ladır. Amacımız ölüleri ve acıları yarıştırmak değil, sadece Ermenileri dikkate alan ve ölen diğer Osman­lI vatandaşlarını yok sayan anlayışın ne denli yanlış olduğunu ortaya koymak ve gerçekleri anlatmaktır.
OsmanlI arşiv belgelerine göre Haziran 1915 ile Şubat 1916 tarihleri arasında yaklaşık 428 bin Ermeni zorunlu göçe tabi tutulmuştur. Kafileler hâlinde başta Suriye olmak üzere OsmanlI’nın güney eyaletlerin­deki topraklarına ulaşan Ermeniler’in sayısı, yaklaşık 382 bindir. Bu verilere göre savaş ortamının o zor gün­lerinde çeşitli nedenlerden dolayı yaklaşık 46 bin kişi yolda hayatını kaybetmiştir.

d. Savaş Sona Eriyor
SORU : Birinci Dünya Savaşı’ndan rejimini değiştirerek çekilen ilk devlet hangisi oldu.
CEVAP :Rusya
SORU :1917 yılında Rusya’da gerçekleşen Bolşevik İhtilali sonrasında yönetime gelen Bolşevikler, Çarlık Rusya Dönemi’nde alınan topraklardan vazgeçtiklerini belirterek 1918 tarihinde imzalanan hangi Antlaşma ile savaştan çekildiklerini açıkladılar.
CEVAP :Brest-Litowsk
SORU :Rusya’nın savaştan çekilmesi kimin durumunu güçlendirdi. 
CEVAP : İttifak Devletleri
SORU :İtilaf Devletleri’nden olan İngiltere, sahip olduğu sömürgeler sayesinde denizlerde üstün bir güce sahipti.Al­manya, rakibi İngiltere’nin denizlerdeki üstünlüğüne son vermek amacıyla neleri kullanarak İngil­tere ve bu ülke ile iş birliği yapan diğer ülkelerin ticaret gemilerine saldırılar düzenledi.
CEVAP :denizaltıları
SORU : Bu saldırılardan büyük zararlar gören hangi, İtilaf Devletleri’nin yanında savaşa girdi (2 Nisan 1917).
CEVAP :Amerika Birleşik Devletleri
SORU :ABD, savaşa girmeden önce “Wilson İlkeleri” adıyla bir bildiri yayınladı. Bu bildirinin amacı neydi
CEVAP :savaştan sonra dünyada barış ortamının oluşmasını sağlamaktı.    
SORU :İtilaf Devletleri bu bildiriyi, çıkarlarına ters olma­sına rağmen ne için kabul ettiler.
CEVAP :ABD’nin desteğini kaybetmemek
SORU :İtilaf Devletleri savaştan sonra  bu ilkelere uydular mı
CEVAP :hayır
SORU :Amerika Birleşik Devletleri’nin İtilaf Devletleri’nin tarafında savaşa girişi, bu devletlerin neyde önemli bir rol oynadı. 
CEVAP :savaşı kazanmalarında 
SORU :İttifak Devletleri, Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetti. Almanya, savaştığı cephelerin hemen hemen hepsinde yenilirken sadece Çanakkale Cephesi’nde başarı gösteren Osmanlı Devleti de müttefiki Almanya gibi savaştan nasıl ayrıldı.
CEVAP : yenilgi ile
SORU :Wilson İlkeleri’nin olumlu maddeler içermesi, İttifak Devlet­leri için neye neden oldu. 
CEVAP :bu maddelere güvenerek savaştan çekilmelerine 
SORU :İttifak Devletleri’nden her biri, İtilaf Devletleri ile ateşkes antlaşmaları imzalayarak bu savaştan çekildi. Osmanlı Devleti de İtilaf Devletleri ile hangi antlaşmayı imzala­yarak savaşa son verdi (30 Ekim 1918).
CEVAP :Mondros Ateşkes Antlaşması
SORU :Savaş sonrasında İtilaf Devletleri, barış antlaşmalarının ko­şullarını görüşmek üzere 18 Ocak 1919 tarihinde hangi konferansta bir araya geldiler.
CEVAP :Paris Barış Konferansı’nda
SORU :İtilaf Devletleri, bu konfe­ransta koşullarını belirledikleri barış antlaşmaları ile daha sonra imzalattılar. 
CEVAP :yenilen devletlere 



Savaşın Genel Sonuçları
SORU :Tüm dünyayı etkileyen Birinci Dünya Savaşı sonucunda  hangi devletler yıkıldı. 
CEVAP :OsmanlI Devleti ve Avusturya-Macaristan
SORU :Bunların yerine  hangi millî devletler kuruldu. 
CEVAP :Türkiye Cumhuri­yeti, Avusturya, Macaristan, Çekoslovakya, Polonya ve Yugoslavya
SORU :Savaştan sonra millî devletlerinin yö­netim biçimleri . ne oldu
CEVAP :yeni yö­netim biçimleri benimsediler
SORU :Bu savaş, birçok bölgenin ve şehrin yıkılmasına ve milyonlarca insanın ölmesine sebep oldu. Dün­yada böyle büyük bir savaşın bir daha yaşanmaması için devletler bir araya gelerek neyi kurdular (1920).
CEVAP : Milletler Cemiyetini (Cemi­yeti Akvam)
SORU :  bu kuruluşun çalış­maları dünya barışını sağlayabildimi
CEVAP :hayır
SORU :neden beklenen barış ve huzur ortamını sağlanamadı.
CEVAP :Barış antlaşmalarının çok ağır şartlar içermesi 
 İtilaf Devletleri’nin sömürgecilik anlayışını devam ettirmeleri,
SORU :Ülke­ler arası ne devam etti. 
CEVAP :çekişme ve bloklaşmalar
SORU :Bu olaylar sonucunda ne oldu
CEVAP :
SORU :Birinci Dünya Savaşı sonunda savaştan yenik çıkan devletler, ağır koşullar taşıyan ateşkes anlaş­maları imzaladı. OsmanlI Devleti de İtilaf Devletleri ile Limni Adası’nın Mondros limanında bir araya ge­lerek Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzaladı (30 Ekim 1918).
CEVAP :İkinci Dünya Savaşı yaşandı.

Bu anlaşmanın önemli maddeleri arasında şunlar vardır:
Çanakkale ve İstanbul boğazları açılacak ve bu yerlerdeki istihkâmlar İtilaf Devletleri’nce işgal edile­cekti.
Bütün haberleşme, ulaşım araç ve gereçleri, İtilaf Devletleri’nin denetimi altında bulundurulacaktı.
OsmanlI ordusu terhis edilecekti. Orduya ait silah, cephane, araç-gereç ve taşıtlar İtilaf Devletleri’nin emrine verilecekti. 
Donanma, İtilaf Devletleri’nin gösterecekleri limanlarda gözetim altında tutulacaktı. 
Toros Tünelleri, İtilaf Devletleri tarafından işgal olunacaktı.
İtilaf Devletleri, kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıkarsa herhangi bir stratejik nok­tayı ele geçirme hakkına sahip olacaklardı (7. madde).
Doğu Anadolu’daki altı ilde (Sivas, Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ) karışıklık çıkarsa İtilaf Devletleri, bu illerin herhangi bir bölümünü işgal edebilecekti (24. madde).

SORU :7. madde, tüm ülkeyi nasıl bir ; duruma getirmiştir.
CEVAP : işgale açık 
SORU :24. madde, hangi amacı taşımaktadır.
CEVAP :Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurma 
SORU :Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanması ile OsmanlI Devleti artık neye hazır hâle gelmiştir.
CEVAP : işgallere 

ÇALIŞMA (çalış demek yani )
OsmanlI Devleti’ni işgale hazırlanan İtilaf Devletleri’nin Mondros Ateşkes Antlaşması’na hangi maddeleri ekledik­lerini yazınız.
Ulaşım :
Haberleşme :

Ordu :

itilaf Devletleri, anlaşma hükümlerine dayanarak yurdumuzun çeşitli yerlerini işgal etmeye başladılar. 
SORU :İngilizler nereleri işgal ettiler.
CEVAP : Antep, Urfa, Maraş ve Musul’u 
Ayrıca Anadolu’nun İzmit, Eskişehir, Afyon gibi önem­li yerlerine askerî birlikler yolladılar
Samsun ve Merzifon’u denetim altına aldılar
SORU :Fransa,nereleri işgal ettiler.
CEVAP :Adana ve çev­resini işgal ederken bölgede yaşayan Ermeniler ile iş birliği yapma yoluna gitti. 
SORU :İtalya nereleri işgal ettiler.

CEVAP :Antalya ve Kon­ya çevresini işgal etti.

İşgale Zemin Hazırlayan Bir Konferans: Paris Barış Konferansı 
SORU :Amerika Birleşik Devletleri, Birinci Dünya Savaşı’na girerken Wilson İlkeleri adıyla bir bildiri yayınla­mıştı. Bu bildiride iki madde ön plana çıkıyordu , bunlar nelerdir
CEVAP :Yenen devletler, yenilenlerden savaş tazminatı ve toprak almayacaktı.
OsmanlI Devleti’nde Türkler çoğunlukta oldukları bölgelerde bağımsız olabileceklerdi.
SORU :Wilson İlkeleri’ne rağmen, İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra aralarındaki sorunları gidermek ve paylaşım tasarılarını tekrar gözden geçirmek istediler. Bu amaçla İti­laf Devletlerince Paris’te ne düzenlendi (18 Ocak 1919). 
CEVAP : bir barış konferansı 
SORU :Konferansa OsmanlI toprakla­rında yaşayan kimler çağrıldı.
CEVAP :Ermeni, Rum ve Araplar 
SORU :Konferansa katılan Yunanistan, gerçek dışı belgelerle Batı Anadolu’da Rum nüfusunun çoğunlukta olduğunu iddia etti. Bu bölgenin kendisine verilmesi gerektiğini bildirdi. Paris Barış Konferansı’nda İngil­tere ve Fransa, Yunanistan’ı destekleyince nasıl b,r karar çıktı
CEVAP : İzmir ve Batı Anadolu’nun Yunanlara verilmesi kararlaştırıldı.
SORU :Bu karara İtalyanlar tepki göstermişlerse de kararı kabul etmek zorunda kaldılar. Bu olay, İtilaf Devletle­ri arasındaki neyin başladığını göstermektedir.

CEVAP : ilk görüş ayrılığının 

İzmir İşgal Ediliyor 
SORU :Paris Barış Konferansı’nda İzmir’in kendilerine verilmesinden hemen sonra 15 Mayıs 1919 günü Yu­nanlar İtilaf Devletleri’nln koruması altında nereye asker çıkardılar.
CEVAP : İzmir
SORU :Bu arada, bölgedeki Rumlar liman­da toplanarak Yunanları büyük sevinç gösterileri ile karşıladılar.
Yunanların Türk topraklarındaki bu haksız işgallerine ve azınlıkların taşkınlıklarına dayanamayan “Hukuk-ı Beşer (İnsan Hakları)” gazetesinin başyazarı , millî duygularla hareket ederek Yunan ordusuna ilk kurşunu sıktı. kimdir bu kişi
CEVAP :Hasan Tahsin
SORU :Hasan Tahsin, Yunan askerleri tarafından olay yerinde şehit edildi. 
İzmir’in işgali ve atılan bu ilk kurşun, Türk milletinin kurtuluş mücadelesinde önemli bir yere sahiptir.
İzmir’e giren Yunan kuvvetleri, Türk askerinin bulunduğu kışlayı uzun süre top ateşine tuttular. Kışla­yı ve hükümet konağını ele geçirdiler. Buradaki Türk asker ve subayların birçoğunu şehit ettiler. Bu as­kerler arasında “Zito Venizelos! (Yaşasın Venizelos!)” diye bağırmadığı için şehit edilen Kurmay Albay Süleyman Fethi Bey de bulunuyordu. Kenti işgal eden Yunanlar, iki gün gibi kısa bir sürede, asker ve si­vil halktan kaç insanı öldürdüler

CEVAP : iki binin üstünde 
SORU :İzmir’in işgali üzerine ABD tarafından bölgeye gönderilen Amiral Bristol raporunda şu görüşlere  yer verecektir:
CEVAP :Batı Anadolu’nun Yunanlar tarafından işgali haksızdır. Çünkü bölgede Rumlar değil, Türkler ço­ğunluktadır.
Karışıklıkların nedeni Rumlardır, Türk halkı kendini savunmaktadır. 
Yunan kuvvetlerin bir an önce bölgeyi boşaltması gerekmektedir.

İzmir’in işgali ile ilgili aşağıda verilen soruları cevaplayınız.
İzmir’in işgaline karşı Yunanlara ilk kurşun atan gazetecinin adı nedir? 
“Yaşasın Venizelos!” diye bağırmadığı için şehit edilen askerimiz kimdir

İzmir’in işgali, Türk milleti üzerinde nasıl bir etki meydana getirmiştir?

Halkın İşgaller Karşısındaki Tutumu
SORU :İzmir’in işgali ve halka yapılan kötülüklerin duyulması Anadolu’da pek çok yerde neye sebep oldu.
CEVAP :miting ve protes­to gösterilerine 
SORU :Tarih boyunca bağımsız yaşamış Türk milleti esaret altında yaşayamaz­dı. Ülkede bir Müdafaa-i Hukuk (hakların savunulması) hareketi doğdu.
CEVAP :Böylece ülkenin düşman iş­galinden kurtarılması için çeşitli cemiyetler kuruldu.
SORU :Bu cemiyetlerin yanı sıra ne oluşturuldu.
CEVAP :Kuvâ-yı Millîye adı veri­len bölgesel milis kuvvetleri 
SORU :Bu gelişmelerle birlikte Kurtuluş Savaşı’nın hanfi aşaması baş­lamış oldu.
CEVAP : ilk aşaması 

Türk milleti, millî birlik ve beraberlik içerisinde bağımsızlığına karşı yapılan bu haksız işgal hareketini asla kabul etmeyeceğini tüm dünyaya duyurmaya hazırlanıyordu.


OsmanlI Yönetiminin Tutumu
SORU :İngiltere’nin de içinde yer aldığı İtilaf Devletleri, OsmanlI Hükûmeti’ne baskı yaparak Mondros Ateş­kes Antlaşması’nın maddelerinin bir an önce uygulatılmasını istedi. Ayrıca, ülkede Millî Mücadele ta­raftarı olanlar için ne istedi
CEVAP :etkisiz duruma getirilmesini 
SORU :Padişah ve OsmanlI Hükûmeti’ne göre işgal güçlerine karşı direnmek bir sonuç getirmeyecekti. Bunun için İtilaf Devletleri’nin isteklerini yerine getirmeyi uygun buldular.neden
CEVAP : böyle hareket edilirse devletin ve saltanatın varlığının devam ettirilebileceğini düşünüyorlardı.
SORU :Ülkenin bu karışık ortamında, ateşkes anlaşmasından itibaren birçok hükümet görev başına geldi. Meclis olmadığı için denetimden yoksun kalan bu yeni hükümetler, aldıkları kararlarda neye ihtiyaç duymuyorlardı.
CEVAP : halkın görüşü­ne 

Mustafa Kemal’in Duruma Bakışı
Mustafa Kemal, ateşkes anlaşmasının imzalandığı günlerde Suriye Cephesi’nde bulunuyordu. Yine bu günlerde Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına atanan Mustafa Kemal, kısa bir süre sonra İstanbul’a çağrıldı. Burada Harbiye Nazırlığının emrine verildi.
Mustafa Kemal, İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edildiği gün İstanbul’a geldi. İşgal güçle­rinin donanmasını İstanbul önlerinde gören Mustafa Kemal, durumdan oldukça etkilenerek yanındaki­lere: "Geldikleri gibi giderler." demişti.
İstanbul’da kaldığı günlerde ülkenin ve milletin içinde bulunduğu durumdan kurtarılabilmesi için çö­züm yolları aradı. Çeşitli girişimlerde ve çalışmalarda bulundu. Padişah, hükümet üyeleri, ordu görevli­leri ve sivil yöneticiler ile görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerde onların işgaller karşısındaki düşünce ve tu­tumlarını öğrendi. Padişah ve hükümetin kurtuluş yolunda etkili çareler düşünmediklerini gördü ve ba­ğımsızlık mücadelesi yolunda harekete geçti.

Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra başlayan işgallere karşı halkın, OsmanlI yönetiminin ve Mustafa Kemal’in tutumlarının neler olduğunu yazınız.
Halk
OsmanlI yönetim
Mustafa Kemal

  
2.4. KUVÂ-YI MİLLİYE VE CEMİYETLER
a. Kuvâ-yı Millfye’nin Oluşumu
OsmanlI Devleti, işgalci güçler tarafından yok edilmeye çalışılıyordu. Ülkemiz günbegün, İtilaf Dev­letleri tarafından işgal ediliyordu. Bu aşamada Türk milletinin bağımsızlığını elinden almak isteyen düş­mana karşı birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesi gerekiyordu.
SORU :Millî birlik ve beraberlik; milleti oluşturan ve bir arada yaşayan kişilerin, karşılıklı sevgi ve saygı duy­gusu ile birbirine bağlanması ve ortak amaçlara yönelmesiyle gerçekleşebilirdi. Kurtuluş Savaşı’nın baş­langıç aşamasında Türk milletini millî birlik ve beraberlik konusunda birleştiren en büyük duygu ise ne ihtiyacı idi. 
CEVAP :ba­ğımsızlık
SORU :Millet olarak bu duygunun en yoğun hissedildiği günler yaşanıyordu.
Türk halkı, savunmasız kalan ve işgale uğrayan vatanın göz göre göre parçalanmasını kabullenemez­di. Bu amaçla Türk halkı bir yandan neler düzenleyip bir yandan da işgal bölgelerinde ne kurmaya başladı.
CEVAP :mitingler , direniş cemi­yetleri 
SORU : İşgale uğrayan bu bölgelerde, vatanı koruma ve bağımsız yaşama arzusu neti­cesinde Türk halkı tarafından kurulan direniş kuvvetlerine ne denir.
CEVAP : Kuvâ-yı Millfye (Millî Kuvvetler) 
SORU :Kuvâ-yı Millîye,nasıl bir yapısı vardı.
CEVAP :düzenli bir ordu olmayıp eli silah tutan herkesin katıldığı gönüllü, vatansever gruplar­dı
SORU :OsmanlI ordusunun terhis edilen askerlerinden ve halktan oluşan Kuvâ-yı Millîye’nin ihtiyaçları da kim tarafından karşılanıyordu.
CEVAP : halk 
SORU :Bölgesel nitelikli kurulan Kuvâ-yı Millîye birlikleri,nin özelliği nedir
CEVAP : sadece kendi bölgelerini düş­mana karşı korumayı amaç ediniyordu.
SORU :Ancak Kuvâ-yı Millîye birlikleri, belirli bir merkezden yönetilmemeleri ve askerlik tekniğinden yoksun olmaları nedeniyle işgalleri sadece yavaşlatabildiler. 
Düşmanın ilerleyişini kesin olarak durdurabildiler mi
CEVAP :hayır
SORU :Bu yüzden TBMM’ye bağlı düzenli ordu kurulduktan sonra Kuvâ-yı Millîye hareketi ne oldu
CEVAP :sona erdi. 
SORU :Fakat hal­kın Kuvâ-yı Millîye hareketini oluşturduğu andaki heyecan, millî birlik ve beraberlik duygusu ne zamana kadar devam etti.
CEVAP :Kurtuluş Sa­vaşı kesin olarak kazanılıncaya




b. Milli Mücadele’de Cemiyetler
SORU :Bu cemiyetler kaç tanedir say
CEVAP : 7 dene
Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti:
İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti:
Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk-u Millfye Cemiyeti:
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Millfye Cemiyeti:
Kilikyalılar Cemiyeti: 
Millf Kongre Cemiyeti:
Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti:

SORU :Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra Anadolu’da başlayan işgallere karşı Türk halkı, bölgesel cemiyetler kurmaya başladı. Kurulan cemiyetler; hangi amacı  taşıyordu. 
CEVAP :kendi bölgelerini düşman işgaline karşı savunmak, 
-bölge halkı arasında dayanışma sağlamak 
 zararlı cemiyetlerin çalışmalarını ön­lemek  
SORU :Ayrıca bu cemiyetler, Türk halkının bağımsızlık davasını diğer milletle­re duyurmak için ne yapıyorlardı
CEVAP :çalışmalarda da bulunuyordu.

Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: 
Düşman işgaline karşı kurulan ilk cemiyet,
Amacı
Trakya Bölgesi’nde Rumların Türk halkına verecekleri zararları engellemek
Bölgenin Yunanların eli­ne geçmesini önlemek amacını taşıyordu

İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti:
 İzmir’de kuruldu
Amacı 
Bölgenin Yunanistan’ın eline geçmemesi için çalışmalara başladı. 
Batı Anadolu Bölgesi’nde Türklerin çoğunlukta ol­duğunu, dünya kamuoyuna duyurmaya çalıştı. 
Bölgede bir Kuvâ-yı Millîye hareketi oluşturuldu.
 İzmir’in işgalini önlemek amacıyla Redd-i İlhak Cemiyeti de mücade­
le etti.

Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk-u Millfye Cemiyeti: 
Amacı
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Ermenilere verilmesini engellemek, Bölgedeki Ermenilerin bölücü çabalarını sona erdirmekti. 
Doğu Anadolu’nun tarihi ve kültürü ile Türk yurdunun ayrılmaz bir parçası olduğunu tüm dünyaya ilan ediyordu. 
Kurtuluş Savaşı öncesi Erzurum Kongresi’nin gerçekleştirilmesinde bu ce­miyetin büyük yardımları görüldü.

Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Millfye Cemiyeti: 
Trabzon’da kuruldu.
Amacı 
Rumlar tarafından Karadeniz bölgesinde kurulmak istenen Pontus devletini engellemek  
Rumların saldırılarını ve taşkınlık hareketlerini durdurmaktı.

Kilikyalılar Cemiyeti: 
İstanbul’da kuruldu.1918  
Amacı 
Bölgede Fransız iş­galini ve Ermenilerin devlet kurma çalışmalarını engellemekti. Adana ve çevresinin işgalini önlemek ve yöredeki halkı direniş için örgütlemekti. 
Millî bilinci uyandırmak için basın yayın yo­lu ile propaganda faaliyetlerinde bulundu.

Millf Kongre Cemiyeti: 
Anadolu’nun Mondros Ateşkes Antlaşması ile başlayan haksız işgalini basın yayın yoluyla dünyaya duyurmayı amaçlıyordu. 
Silahlı direnişten çok, millî birli­ğin sağlanması yolunda gazete ve dergiler çıkararak Millî Mücadele’ye katkıda bulundu.

Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti: 
Yaptığı miting ve propagandalar aracı­lığıyla bağımsızlığın kazanılması yolunda Millî Mücadele’ye destek vermiştir.

Unutmayınız ■
Yararlı Cemiyetlerin Ortak Özellikleri 
Bu cemiyetler, bölgesel nitelikli olarak kuruldular.
Kendi bölgelerinin Türklere ait olduğunu toplantı, miting, propaganda ve yayın gibi etkinlikler­le duyurmaya çalıştılar. 
Yararlı cemiyetler, bölgesel nitelikli olduğundan bağımsızlık yolunda ortak hareket edemediler.
 Vatanın kurtarılması için çalışan bu yararlı cemiyetler, Mustafa Kemal tarafından Sivas Kongre­sinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında bir araya getirilerek tek çatı altında toplandılar.


2.5. MİLLÎ MÜCADELENİN HAZIRLIK DÖNEMİ
a. Genelge ve Kongreler
Mustafa Kemal’in Samsun’a Çıkışı
SORU :Birinci Dünya Savaşı sırasında Mustafa Kemal Pa­şa, güneyde Yıldırım Orduları Grup Komutanıydı. 
Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandıktan sonra İs­tanbul’a döndü. Mustafa Kemal Paşa İstanbul’da iken yurdun işgalden kurtulması için arkadaşlarıyla çareler aradı.
O sırada Samsun ve çevresinde yaşayan Rumlar, Türk halkına saldırıyor ve dünya kamuoyuna da Türklerin kendilerine saldırdıklarını iddia ediyorlardı. İngiliz­ler bölge için ne istediler. 
CEVAP : güvenliğinin sağlanmasını 
SORU :Aksi takdirde bölgeyi işgal edeceklerini bildirdiler. OsmanlI Hükümeti, İstanbul’da yaptığı çalışmalardan rahatsız olduğu Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a göndermeye karar verdi. Çünkü Mustafa Kemal’in İstanbul’daki yur­du kurtarma girişimleri işgalci devletlerin ve OsmanlI Hükûmeti’ taradından nasıl karşılanıyordu
CEVAP : iyi karşılanmıyordu
SORU :Osmanlı Hükümeti, Mustafa Kemal’i, Samsun yöresinde güvenliği ve düzeni sağlamak amacıyla ge­niş yetkilerle ne görevine atadı. 
CEVAP : 9. Ordu Müfettişliği 
SORU :Mustafa Kemal Paşa Samsun’a hareket etmeden bir gün önce, İzmir Yunanlar tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal Paşa bu olayı duyunca, hiç vakit geçir­meden 16 Mayıs 1919’da arkadaşlarıyla birlikte Bandırma vapuru ile Samsun’a hareket etti. Uzun ve zor­lu bir yolculuktan sonra 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastı.
SORU : Mustafa Kemal, Samsun’a ayak basar basmaz millî bilinci uyandırmak amacıyla hemen çalışmalara başladı. nedir bunlar
CEVAP :İlk işi İzmir’in işgalini mitingler düzenleterek halka duyurmak oldu. 
Ayrıca işgallerin mitingler yo­luyla Anadolu’nun her tarafında protesto edilmesini istedi.
SORU :Samsun ve Havza’da yaptığı bu çalışmalar, halk üzerinde etkisini çok çabuk göstermeye başladı. Yur­dun bütün bölgelerinde işgallere karşı protesto mitingleri düzenlendi. Böylece halkın işgallere karşı tep­kisinin sonucu ne oldu
CEVAP :bütün yurtta büyük bir hızla yayıldı

Havza ve Amasya Genelgeleri
SORU :Mustafa Kemal, Samsun'a çıktıktan sonra, millî bilinci uyandırmak amacıyla hemen çalışmalara baş­ladı. neler yapıldı
CEVAP :Anadolu’daki ordu komutanları ile bağlantı kurdu. 
Orduların terhis edilmemesini ve silahların bıra­kılmamasını istedi. 
SORU :Samsun’da bir hafta kaldıktan sonra, 25 Mayıs’ta Havza’ya geldi. Burada, İzmir’in iş­galinin mitingler düzenlenerek protesto edilmesini istedi. Daha sonra, askerî ve sivil yöneticilere gizli bir genelge gönderdi (28-29 Mayıs 1919). Bu genelgede; neler vardı
CEVAP :Mitingler düzenlenerek işgallerin protesto edilmesini,
 Gösteriler sırasında Hristiyan halka kötü davranılmamasını,
 Askerî ve ulusal örgütlerin hiçbir şekilde kapatılmamasını, komutaların devredilmemesini, silah, cephane ve diğer araçların hiçbir şekilde elden çıkarılmamasını, 
Büyük devletlerin temsilciliklerine ve OsmanlI Hükûmeti’ne uyarı telgrafları çekilmesini istedi.
SORU :Mustafa Kemal’in Samsun ve Havza’da yaptığı bu çalışmalar, Türk milletini bağımsızlık mücadelesi yolunda harekete geçirdi. Yurdun bütün bölgelerinde işgallere karşı ne düzenlenlendi. 
CEVAP :protesto mitingleri 
SORU :Mustafa Kemal, Havza’daki çalışmalarını tamamladıktan sonra Amasya’ya geçti. Mustafa Kemal, Amasya’da arkadaşlarıyla yaptığı görüşmeler sonucunda karar birliğine vardı ve Amasya Genelgesl’ni yayımladı (22 Haziran 1919). Arkadaşlarından Rauf (Orbay) Bey, Refet (Bele) Bey ve Ali Fuat (Cebesoy) Bey’in imzaladığı genelge İçinde Millî Mücadele’nln gerekçesi, amaç ve yönteminin de belirtildiği karar­lar arasında neler bulunuyordu:
CEVAP :Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe)
 İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu durum, milletimizi yok olmuş gibi göstermektedir. (Gerekçe)
Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Amaç ve yöntem) Milletin ba­ğımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” maddesinde ilk kez millî egemenlikten söz edilmiştir. Ayrıca bu ifade, Mustafa Kemal’in Millî Mücadele’nin her safhasında millet ile birlikte ha­reket edeceğini de göstermektedir.
Milletin durumunu gözden geçirmek ve haklarını dünyaya duyurmak için her türlü etki ve dene­timden uzak millî bir kurulun varlığı gereklidir.
 Erzurum’da doğu illeri ile ilgili bir kongre düzenlenecektir
.Anadolu’nun her yönden güvenilir yerlerinden biri olan Sivas’ta millî bir kongre düzenlenecektir. 
Erzurum Kongresi’ne katılan delegeler Sivas’daki kongreye doğrudan katılabileceklerdir.

Unutmayınız 
Amasya Genelgesi, genelgeyi telgraf ile onaylayan Kâzım Karabekir Paşa ile birlikte beş imzalı bir i belge hâline gelmiştir. Burada amaç, genelgenin halk üzerindeki etkisini artırmaktır.

Amasya Genelgesi’nde imzası olan komutanların adlarını yazınız.

SORU :Amasya Genelgesi’nin yayımlanmasının ardından Padişah ve İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal Paşa’dan ne istedi.
CEVAP : İstanbul’a dönmesini 
SORU :Ancak o, bütün engellemelere rağmen çalışmalarına devam etti. Bunun üzerine Hükümet, Mustafa Kemal Paşa’için ne karar aldı.
CEVAP :ordu müfettişliği görevine son verdi
Mustafa Kemal de aynı gün İstanbul Hükûmeti’ne çok sevdiği askerlik gö­revinden ayrıldığını bildirdi (8 Temmuz 1919). Bu durumu askerî makamla­ra ve Türk milletine duyurdu. Haberi duyan Kâzım Karabekir Paşa, Mustafa Kemal’e; “Ben ve kolordum, hepimiz emrinizdeyiz Paşa’m.” diyerek des­tek verdi. Kâzım Karabekir’in bu davranışı Millî Mücadele’nin devamı için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bundan sonra Mustafa Kemal, askerî kimliği ile değil, Türk milletinin sevgisine ve güvenine dayanarak ve mille­tinden güç alarak vatanı kurtarma yolundaki çalışmalarına devam etti.


Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919)
SORU :Mondros Ateşkes Antlaşması’nın bir maddesi Doğu Anadolu Bölgesi ile ilgiliydi. Doğu Anadolu’daki altı ilde (Diyarbakır, Bitlis, Erzurum, Sivas, Elâzığ, Van) bir karışıklık çıkarsa İtilaf Devletleri, bu illerin her­hangi bir bölümünü işgal edebilecekti. İşgal devletlerinin asıl amacı, neydi
CEVAP :burada bir Ermeni devleti kurmak­tı. 
SORU :Bölgeyi savunmak için hangi cemiyet kuuruldu
CEVAP :Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti kuruldu. 
SORU :Cemiyet,hangi konular üzerinde duruyordu. 
CEVAP : böl­gede güvenliğin sağlanması, 
gerekirse düşmana birlikte karşı konulması 
SORU :Bu amaçla cemiyet, Erzurum Kongresi’ni düzenleme kararı aldı. 10 Temmuz 1919’da başlaması gere­ken kongre, hangi sebeble bir türlü başlayamıyordu.
CEVAP :illerden gelecek delegelerin toplanamaması
SORU : Kongre ha­zırlıklarının sürdüğü sırada Mustafa Kemal, Erzurum’a gelerek kongre çalışmalarını hızlandırdı. 23 Tem­muz 1919 tarihinde Erzurum Kongresi, çalışmalarına başladı. Kongreye Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Millîye Cemiyeti de katılarak önemli bir destek sağladı.
Mustafa Kemal’in sivil olarak katıldığı Erzurum Kongresi’nde hanngi kararlar alındı:
CEVAP : Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
 Her türlü yabancı işgaline karşı OsmanlI Hükûmeti’nin dağılması durumunda hep birlikte direniş ve savunma yapılacaktır.
Vatanın ve bağımsızlığın korunmasına İstanbul Hükûmeti’nin gücü yetmezse, amaca ulaşmak için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümetin üyeleri, millî kongre tarafından seçilecektir. Kong­re toplanmamışsa bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır
 Kuvâ-yı Millîye’yi etken ve millî iradeyi egemen kılmak esastır.
 Hristiyan azınlığa, siyasi egemenliğimizi ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalık verilemez.
Manda ve himaye kabul olunamaz.
Mebusan Meclisinin bir an önce toplanması ve hükümet işlerinin meclis denetiminde yürütülme­sini sağlamak için çalışılacaktır.

Erzurum Kongresinin Özellikleri
Erzurum Kongresi, amacı ve toplanma biçimi ile bölgesel­dir. 
Ancak alınan kararlar bütün yurdu ilgilendirdiği için aynı zamanda millî bir kongredir. Kongrede millî sınırlardan ilk de­fa söz edilmesi kongrenin millî olma özelliğini pekiştirmekte­dir.
Kongre kararlarında, millî egemenliğe dayalı yeni bir hükümetin kurulacağı düşüncesi açıkça belirtilmiştir. 
Ayrıca yabancılara ayrıcalık tanınmaması, herhangi bir ülkenin gü­düm ve koruyuculuğunun reddedilmesi, bağımsızlığın koşul­suz olarak gerçekleştirilmesi ilk kez bu kongrede karar altı­na alınmıştır.

Unutmayınız ■
Kongre, Mustafa Kemal’in baş­kanlığını yapacağı dokuz kişilik bir Temsil Heyeti seçerek çalışmalarını tamamladı (7 Ağustos 1919). Oluş­turulan Temsil Heyeti’nin görevi, kongrede alınan kararları uygula­maktı.

Sivas Kongresi (4 Eylül -11 Eylül 1919)
SORU :Mustafa Kemal, Amasya Genelgesi’nde alınan karar doğrultusunda Sivas’ta toplanacak kongreye ka­tılmak için Sivas’a geçti. Yapılacak kongrenin amaxı nedir
CEVAP :ülkenin bağımsızlığının kazanılması

 Trakya ve Anadolu’daki Millî Mücadele cemiyetleri birleştirilerek vatanın kurtarılması için daha örgütlü bir mücadele başlatılmak isteniyordu

SORU :OsmanlI Hükümeti ve işgal güçleri, Sivas Kongresi’ni engellemek için ellerinden geleni yaptı. İtilaf Devletleri, Sivas Kongresi’nin toplanması durumunda Sivas’ı işgal edeceklerini bildirdi. OsmanlI Hükü­meti, Elâzığ valisine kongrenin toplanmasının engellenmesi ve Mustafa Kemal’in tutuklanması emrini verdi. Bu engelleme çabaları sonucunda kongreye katılım nasıl oldu oldu.
CEVAP : beklenenin altında 
SORU :Bütün engellemelere rağmen kongre, Anadolu’nun çeşitli yerlerinden gelen delegelerin katılımıyla 4 Eylül 1919’da başladı. Kongre başkanlığına Mustafa Kemal seçildi.Sivas Kongresi’nde hangi kararlar alındı:
CEVAP : Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar küçük değişikliklerle Sivas Kongresi’nde de kabul edildi
 Ülkedeki bütün yerel direniş cemiyetleri, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla tek bir çatı altında birleştirildi
.Erzurum Kongresi’nde açıkça reddedilen mandacılık yani başka bir devletin yönetimi altına girme düşüncesi, bazı delegeler tarafından savunulmuşsa da tam bağımsızlığa aykırı bulunarak kongre tarafından kabul edilmedi.
 Erzurum Kongresi sonunda kurulan Temsil Heyetinin üye sayısı ve yetkileri artırıldı. Bununla bir­likte bu Heyet, millet adına yetkili kılınarak bir yürütme, organı gibi çalışmaya başladı.
 Temsil Heyeti, atama yetkisini kullanarak Batı Cephesi’ne Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’yı atamıştır.

Unutmayınız ■
* Temsil Heyetinin atama yetkisini kullanması, onun hükümet gibi görev yaptığını gösterir.
 ♦ Millî Mücadele’nin haklılığını basın yoluyla duyurmak için Sivas’ta “İrade-i Milliye” adıyla bir gazete çıkarıldı.

Amasya Görüşmeleri
SORU :Sivas Kongresi başarıyla sonuçlandıktan sonra Mustafa Kemal, Mebusan Meclisinin yeniden top­lanmasını sağlamak ve Damat Ferit Paşa Hükûmeti’nin millet yararına olmayan tutumunu bildirmek için padişahla görüşmek istedi. Telgrafla yapılmak istenen bu görüşme, Damat Ferit Paşa tarafından engellendi. Bunun üzerine Mustafa Kemal, Temsil Heyeti adına yayımladığı bir genelge ile Damat Fe­rit Paşa Hükümeti görevden çekilinceye ve millî amaçlara hizmet edecek yeni bir hükümet kurulunca­ya kadar Anadolu ile İstanbul arasındaki resmî haberleşmenin kesilmesini emretti. Ayrıca yayımladığı bir genelge ile de resmî haberleşmenin Sivas’ta bulunan Temsil Heyetiyle yapılmasını ilgili makamla­ra bildirdi. Bu gelişmeler karşısında, başarısız bir politika izleyen Damat Ferit Paşa Hükümeti istifa et­mek zorunda kaldı. İş başına yeni geçen Ali Rıza Paşa Hükümeti, millî direniş hareketine daha ılımlı yaklaşıyordu. Temsil Heyeti ile görüşmesinin kaçınılmaz olduğunu anlayınca yazışmalar yapıldı. Bu­nun üzerine iki tarafın görüşmesi kararlaştırıldı. Ali Rıza Paşa Hükümeti, Temsil Heyeti ile görüşmesi için Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı görevlendirdi. Amasya Görüşmeleri adıyla anılan bu görüşmeler so­nunda hangi kararlar alındı:
CEVAP : Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı koru­nacak, hiçbir manda ve himaye kabul edilme­yecektir.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiye­tinin varlığı İstanbul Hükûmeti’nce tanınacaktır.
Müslüman olmayan unsurlara siyasi egemen­lik ve sosyal dengemizi bozucu haklar verilme­yecektir.
Mebusan Meclisini oluşturacak milletvekili se­çimi, serbest ve müdahalesiz yapılacaktır.
Sivas Kongresi kararları Mebusan Meclisince kabul olunmak şartıyla İstanbul Hükümetince de tanınacaktır. 
Mebusan Meclisinin güvenlikte olmayan İstan­bul’da toplanması uygun değildir.
SORU :Bahriye Nazırı Salih Paşa, Amasya Görüşmeleri’nde alınan bu kararları İstanbul Hükûmeti’ne bildir­di. İstanbul Hükümeti, bu kararları kabul etti mi
CEVAP : sadece Mebusan Meclisinin toplanmasını kabul etti. Diğer karar­ları ise kabul etmedi.

Unutmayınız ■
OsmanlI Hükümeti, Amasya Görüşmeleri’ne bir delege göndermekle Temsil Heyeti’ni hukuken tanımış oldu. 
Bu olay, halkın gözünde Temsil Heyeti’nin gücünü ve güvenirliğini pekiştirdi.
Mustafa Kemal, gelişmeleri daha yakından izleyebilmek için Temsil Heyeti ile birlikte Sivas’tan Anka­ra’ya geçti (27 Aralık 1919). Ankara’da sevgiyle ve coşkulu gösterilerle karşılandı. 
Ankara’nın Millî Mücadele’nin merkezi olarak seçilmesinde; kentin güvenli konumu, haberleşme ve ulaşım koşullarının el­verişliliği, Batı Cephesi’ne yakınlığı ve işgal edilmemiş olması gibi özellikleri etkili olmuştur.
 Ayrıca Anka­ralIların Millî Mücadele’ye verdikleri desteğin de bu kararın alınmasında etkisi vardır. 
Böylece Ankara, Millî Mücadele’nin merkezi durumuna geldi.


b. Milli Mücadele’de Karşılaşılan Sorunlar ve Mustafa Kemal
Harvard Üniversitesinden, Türkiye ile il­gili araştırmaları ile tanınan, Amerikalı bi­lim adamı Prof. Richard Robinson’un (Rıçhırd Robinsın) Mustafa Kemal hakkın- daki görüşleri: “Mustafa Kemal’in askerî dehası en iyi olarak şu beş nitelikte tanım­lanabilir:
 a. Kişisel cesaret 
b. Başkalarının hareketlerini önceden sezebilme yetene­ği 
c. Sabır, en etkili olabileceği zamanı se­çebilme (zamanlama) 
d. Kendi amacını açığa vurmadan rakibini şaşırtma yetene­ği 
e. Düşman kuvvetlerinin gücünü taraf­sız ve doğru olarak değerlendirebilme (gerçekçilik)... Mustafa Kemal, kuvvetli inançlı, kesin kararlı bir adamdı...”

c. Milli Mücadele’de Basının Önemi
Ben Halide Edip Adıvar, sizlere Millî Mücadele’nin o zorlu koşullarında Mustafa Kemal’in haberleşme ve basına verdiği önemi anlatmak istiyorum.
Basının önemini çok iyi bilen Mustafa Kemal Paşa, bu konu üzerinde önemle duruyordu. Millî teşkilatlar, mahalle ve köylerde kurulup bütün Anadolu’ya yayılınca ister istemez buralara Millî Mücadele ile ilgili bilgilerin ulaştırılması gereki­yordu. Bunun için önce Sivas’ta “İrade-i Milliye”, sonra Ankara’da “Hâkimiyet-i Milliye” gazeteleri çıkarılacak, Ankara’da Anadolu Ajansı ve Matbu­at Umum Müdürlüğü kurulacaktı.
İstanbul’un ve resmî kurumların işgal edilmesi ve milletin elinden silâhların alınmasından sonra, ilgili devletlere protesto telgrafları çekilmeye, mi­tingler yapılmaya başlanmıştı. Ancak, henüz ba­ğımsız bir Türk ajansı olmadığından haberlerin alınması ve dağıtılması zor oluyordu. Hatta Ermenilerin Adana ve civarında yaptıkları zulümlerin uy­gar dünyaya duyurulması için İtalyan Ajansından yardım istenmişti.
Gelişmeleri takip etmek için yalnızca gazete çıkarmak yeterli değildi. Gazeteler için gerekli ha- \ berlerin sağlanması da önemliydi. Mustafa Kemal ; Paşa’nın emriyle benim ve Yunus Nadi Bey’in çalışmaları sonucunda Ankara’da Anadolu Ajansı ku- : ruldu. 6 Nisan 1920’de az sayıda personel ve bir : teksir makinesi ile işe başladı. Kurtuluş Savaşı bo- : yunca millî birliği tehlikeye düşürecek kışkırtma ; için yalanlara karşı milleti uyanık tutmak ve ulusal i bağımsızlığı sağlayacak kararlar ve zamanında bil- dirmekle önemli hizmetler yapmıştır.
Kurtuluş Savaşı sırasında izlenen ulusal politi­ka ile ters düşecek haberleri önlemek amacıyla Mustafa Kemal Paşa derlenen haberleri denetle­miştir. Ajans, halka doğru haber vermek yolunda çalışmalar yapmış, Büyük Millet Meclisinin aldığı kararları halka iletmiştir. Böylece, halk ile hükü­met bütünleşmesi de sağlanmıştır.

Millî Mücadele’de basın alanında yapılan çalışmalar ile ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.
Sivas’ta çıkarılan gazetenin adı nedir?
Ankara’da hangi gazete çıkarılmıştır?
Ankara’da kurulan ajansının adı nedir?

2.6. BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN AÇILIŞI
a. Misak-ı MiLli T ve İstanbul’un İşgali
SORU :Yurt genelinde yapılan seçimlerin ardından son OsmanlI Mebusan Meclisi İstanbul’da toplandı (12 Ocak 1920). Meclisin toplanmasından sonra millî davaya inanan milletvekilleri HANGİ ad­la bir grup oluşturdular. 
CEVAP :Gelak-ı Vatan
SORU :Bu gruptakiler vermiş olduk­ları söze rağmen, Mustafa Kemal’i meclis başkanlı­ğına seçmediler. Bu grup, Mustafa Kemal’in belirle­diği program doğrultusunda neyin Mebusan Meclisinde kabul edilmesini sağladı­lar (28 Ocak 1920). 
CEVAP :Misak-ı Millî’nin (Millî Ant)
SORU :Mebusan Meclisinde kabul edi­len Misak-ı Millî kararlarının bazıları nelerdir
CEVAP : * Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığı sırada işgal edilmemiş Türk topraklarının tümü, ayrıl­maz bir bütündür.
* Kendi istekleri ile anavatana katılmış olan Kars, Ardahan ve Batum’da gerekirse tekrar halk oylama­sına başvurulabilir.
 * Batı Trakya’nın durumunun değerlendirilmesinde halkoyuna başvurulmalıdır
. * İstanbul ile Marmara Denizi’nin güvenliğinin sağlanması koşuluyla boğazların dünya ticaretine ve ula­şımına açılmasında, bizimle birlikte ilgili devletlerin verecekleri karar geçerli olacaktır.
 * Azınlık hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman halkın da aynı haklardan yararlanması koşuluyla kabul edilerek sağlanacaktır
. * Millî ve ekonomik gelişmemizi engelleyen siyasi, adli ve mali sınırlamalar (kapitülasyonlar) kaldırılma­lıdır.

b. Büyük Millet Meclisi Açılıyor
SORU :Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçtiği ilk günlerden itibareren millî kurtuluş hareketini Türk milletine mal etmeye çalışıyordu. O, OsmanlI Hükûmeti’nden, Anadolu’nun işgal edilmeye başlandığı ilk gün­lerden beri ümidini kesmişti. Onun düşüncelerinde her zaman millî egemenliğe dayalı bir devlet yatı­yordu. Bunun için de Mustafa Kemal, yeri geldiğinde yapılması gerekenleri tek tek uyguluyordu. Bu nedenle Mebusan Meclisi kapatılıp dağıtıldığı için artık millî egemenliğe dayalı bir meclisin açılma za­manı geldiğini düşünüyordu. Bunun için önce İstanbul ile haberleşme kesildi. Mustafa Kemal, Temsil Heyeti adına komutanlara ve illere gönderdiği genelge İle Ankara’da olağanüstü yetkili bir meclisin toplanacağını duyurdu. Bu amaçla seçimlerin yeniden yapılmasını istedi. Dağıtılan meclisin üyelerin­den Ankara’ya gelebilenlerin de yeni meclise katılabileceği duyuruldu.
Seçimlerden sonra milletvekilleri Ankara’da toplandı. İstanbul işgali sırasında tutuklamalardan kur­tulabilen milletvekilleri de onlara katıldı. Hazırlıklar tamamlanarak Büyük Millet Meclisi, coşkulu gösteri­lerle ne zaman açıldı.
CEVAP : 23 Nisan 1920’de 

SORU :Mustafa Kemal, meclis açıldıktan birgün sonra, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan meclisin açılı­şına kadar geçen olayları anlatan bir konuşma yaptı. Aynı gün meclis başkanlığına seçilen Mustafa Kemal, meclise bir de önerge sundu. Bu önerge, milletvekillerinin oy birliğiyle kabul edildi. Önergede yer alan konular nelerdir
CEVAP : * Hükümet kurmak zorunludur.
 * Geçici bir hükümet başkanını tanımak veya bir padişah vekili atamak doğru değildir
. * Mecliste toplanan millî iradeyi, vatanın geleceğine egemen kılmak esastır
. * Büyük Millet Meclisinin üstünde hiçbir güç yoktur.
 * Meclis, yasama ve yürütme yetkilerini kendisinde toplamıştır.
 * Meclisten seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul, hükümet işlerine bakar; Meclis başkanı bu kurulun da başkamdir.
 * Padişah ve halife, baskılardan kurtulduktan sonra Meclisin düzenleyeceği kanuna göre yerini alır.
SORU :Mustafa Kemal, Avrupa devletlerinin dış işleri bakanlarına Meclisin açıldığını bir yazı ile bildirdi. Bu yazıda Türk milleti adına OsmanlI Hükümeti ile yaptıkları ve yapacakları antlaşmaların geçersiz oldu­ğunu, Türk milleti hakkında karar yetkisine sahip tek makamın neresi olduğu belirtildi. 
CEVAP :Büyük Millet Meclisi 

Unutmayınız ■
Büyük Millet Meclisi olağanüstü koşullarda kurulmuş bir savaş meclistir 
Ayrıca 1921 Anayasası’nı i kabul eden kurucu meclistir. 
Kararların daha hızlı alınabilmesi amacıyla yasama, yürütme ve yargı yet­kisini kendi bünyesinde toplayarak güçler birliği ilkesi ve meclis hükümeti sistemini uygulamıştır.

Kurucu meclis ne demektir? 
Kurucu meclisin özellikleri nelerdir?
Güçler birliği ilkesi ne demektir? 
Niçin güçler birliği ilkesi uygulanmıştır?

2.7. BÜYÜK MİLLET MECLİSİNE KARŞI ÇIKAN AYAKLANMALAR
Ankara’da yeni bir meclis ve hükümetin kurulması, işgal devletlerini ve İstanbul Hükûmeti’ni rahatsız etti. İstanbul’da İtilaf Devletleri’nin isteği ile hükümetin başına yeniden Damat Ferit Paşa getirildi. Sadra­zamlık görevine getirilen Damat Ferit Paşa, Anadolu’da başlayan Millî Mücadele hareketini engellemek için elinden geleni yaptı.
İstanbul Hükümeti, Anadolu’daki hareketin önderlerini karalamak ve ayaklanmalar çıkarmak için dö­nemin şeyhülislamından bir fetva aldı. Alınan fetvayı düşman uçaklarıyla Anadolu’nun her tarafına dağı­tarak halkı kışkırtmaya çalıştı. Mustafa Kemal ve arkadaşları hakkında İstanbul’da bir mahkemede idam kararı çıkartıldı.
Yapılan bu kışkırtmalar, bazı insanların kurtuluş mücadelesine karşı beslediği temiz duyguları kısmen de olsa etkiledi. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde meclise karşı ayaklanmalar başgösterdi.


Önlemler Alınıyor
SORU :Ayaklanmalar, ülkede millî birlik ve beraberliğin bozulmasına sebep oldu. Büyük Millet Meclisine bağ­lı bazı askerî birlikler, ayaklanmaların bastırılması için harekete geçti. Meclis, gerek İstanbul Hükümeti­nin gerekse İtilaf Devletleri ve azınlıkların çıkardığı ayaklanmaları önlemek için ülke genelinde bazı ön­lemler aldı. Bunlar arasında en önemlisi 29 Nisan 1920 tarihinde hangi kanunun çıkarılması olmuştur. 
CEVAP : Hıyanet-i Vataniye (Vatana İhanet) Kanunu’nun 
SORU :Bu kanunla ne gibi önlemler alındı
CEVAP :ayaklanmaya katılanlar ve asker kaçakları vatan haini sa­yılıyordu.
 Ayrıca Kanun’un uygulanabilmesi için 11 Eylül 1920 tarihinde İstiklal Mahkemeleri kuruldu 
Kanun’a aykırı hareket edenler cezalandırıldı. 
SORU :Bu ayaklanmalar, kimler tarafından kısa sürede bastırıldı.
CEVAP :Kuvâ-yı Millîye birlikleri ve düzenli or­duya bağlı askerî birlikler 
SORU :Ancak bu ayaklanmalar, Kurtuluş Savaşı için neye sebep oldu.
CEVAP : kazanılmasının gecikmesine 
ve işgal güçlerinin Anadolu’da kolayca ilerlemesine 
SORU :Ayaklanmaların yurtta oluşturduğu olumsuz havayı dağıtmak gerekiyordu. Bunun için Mus­tafa Kemal ve arkadaşları hakkında söylenenle­rin gerçek olmadığı ve yürüttükleri hareketin desteklenmesi gerektiği konusunda Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi ve çevre illerin müftüleri­nin katılımı ile ne yayımlandı. 
CEVAP :bir fetva 
SORU :Bu fetva ile ne anlatıldı.
CEVAP :Mustafa Kemal ve arkadaşlarının vatanın kurtu­luşu için çalıştıkları belirtildi. 
Bu mücadeleyi en­gellemeye çalışanların ise vatan haini oldukları
SORU :İsyanların bastırılması ile ne gibi gelişmeler oldu
CEVAP :ülkedeki siyasi bir­lik yeniden sağlandı. 
Büyük Millet Meclisi, halk­tan aldığı güçle Kurtuluş Savaşı ile ilgili çalışma­larını hızlandırdı.


2.8. YOK HÜKMÜNDE BİR ANTLAŞMA: SEVR
SORU :İtilaf Devletleri, 24 Nisan 1920 tarihinde, İtalya’nın San Remo kentinde bir barış konferansı düzenle­di. Bu konferansta üzerinde anlaştıkları antlaşma metnini, Osmanlı Devleti’ne bildirdi.
OsmanlI Devleti’ni köşeye sıkıştırmak ve antlaşmayı kabul ettirmek için ne yaptılar
CEVAP :İngilizler, Mudanya ve Bandırma’ya asker çıkarırken Yunanlar, Balıkesir, Bursa ve Edirne’yi işgal ettiler.
SORU :Zor durumda kalan İstanbul Hükümeti, Padişah Vahdettin’in emri üzerine Saltanat Şûrasını topladı. 
Padişahın başkanlık ettiği toplantıda, San Remo Konferansı taslağının kabulünden başka bir çare olma­dığına karar verildi. Bunun üzerine, padişah ve hükümet adına Rıza Tevfik Paşa başkanlığındaki bir he­yet Fransa’nın Sevr kasabasında hangi antlaşma imzaladı (10 Ağustos 1920).
CEVAP :Sevr Barış Antlaşması


Sevr Barış Antlaşması
Azınlıklara, çok geniş siyasi, sosyal ve kültürel haklar verilecek.
Askerlik, zorunlu hizmet olmaktan çıkarılacak.
Türk ordusunun sayısı elli bin kişiyi aşmayacak. 
Bu ordunun tank, top, ağır makineli tüfek ve uçağı olmayacak
Kapitülasyonlardan bütün devletler yararlanabilecek.

Bu Belgeye “İtirazım Var!”
SORU :Sevr Antlaşması, bir antlaşma olmaktan çok tutsaklık belgesi niteliğindeydi. OsmanlI Hükümeti millî iradeyi hiçe sayarak bu antlaşmayı imzaladı. İmzalanan bu antlaşma, Anadolu’da, Türk milletince tep­kiyle karşılandı.
Aslında Sevr Antlaşması hukuken geçersizdi.neden
CEVAP : Çünkü yürürlükte olan OsmanlI Anayasası’na (Kanun-u Esasi) göre imzalanan antlaşmaların Mebusan Meclisinde onaylanması gerekiyordu. Fakat Mebusan Meclisi dağıtıldığı için İstanbul’da bu antlaşmayı onaylayacak bir meclis yoktu. 

Millî iradeyi temsil eden Büyük Millet Meclisinin antlaşmaya tepkisi çok sert oldu. 
Meclis, antlaşmayı tanımadığını ve antlaşmayı imzalayanların vatan haini olduğunu ilan etti.
Anadolu halkı ise Sevr Antlaşması’na en güzel cevabı, yaptığı Kurtuluş Savaşı ile vermiştir. Kurtuluş Savaşı’nın başarı ile sonuçlanması, Sevr Antlaşması’nın geçersiz bir belge olarak kalmasını da sağla­mıştır.

Sevr Barış Antlaşması’nın taslağı hangi konferansta hazırlandı?
Sevr Barış Antlaşması’nın imzalanması için padişah tarafından toplanan şûranın adı nedir?
Sevr Barış Antlaşması’nda Osmanlı Devleti’ne bırakılan bölgeler nerelerdir?
Osmanlı Anayasası’na (Kanun-u Esasi) göre Sevr Antlaşması’nın geçersiz olmasının nedeni
nedir?
Türk halkı imzalanan bu antlaşmaya en güzel cevabı nasıl vermiştir?


















e
















1 yorum:

  1. Eğitimin kötü olup dersanelere ihtiyaç duyulan sistemlerde dersaneler arası ticari rekabette kaçınılmaz olarak gelinecek nokta şüphe,şaibe, içsel bilgiye erişim, etik ve yasa dışıliktir. Her sınav türü ve döneminde benzer konular toplumu yormaktadır. Çözüm tüm eğitim alanlarında köklü düzenlemeler ve dersanelerin kapatılmasıdır.
    Fethi Yılmaz yazdı 04.03.2019
    Tıpta Uzmanlık Sınavı sonrasında ÖSYM’nin soruları ve cevap anahtarını yayımlamadan önce sınav soruları sosyal medyada yer aldı. 24 Şubat 2019 Pazar günü gerçekleşen Tıpta Uzmanlık Sınavı öncesinde soruların Whatsapp gruplarında paylaşıldığı iddia edilirken, TUS sorularının çalındığı tartışmaları gündeme gelmişti.Sınav sorularının çalındığı iddiaları üzerine ÖSYM açıklama yaptı. TUS soruları ve cevap anahtarının çalındığı iddialarının odağındaki TUSDATA isimli dershane de konuyla ilgili açıklama yaptı. TUS’a giren doktorların Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne yaptıkları şikayetler ve söyledikleri, “sınav soruları çalındı mı” sorularını kuvvetlendirdi. Sınava giren bir doktor konuyla ilgili, "Bugün TUS dershanesine gitmeden başarı elde etmek çok zor” dedikten sonra, “Sızıntı iddiasının odağındaki TUS dershanesinin sınav öncesi 50 kişilik özel gizli grup oluşturduğunu ileri sürülüyor. Sınav soruları derece yapmaları için bu özel gruba verildi iddiası var. Bir de yüzde 98 soru tutturma, çıkan tüm sorulara referans spot bilgi paylaşımı sızıntı ihtimalini kuvvetlendiriyor. Binlerce tıp doktorunun emeğinin çalınmasına sessiz kalınmamalı” iddialarında bulunmuştu. Konuyla ilgili sosyal medyada ve farklı mecralarda da iddialar dile getirilmesi üzerine, TUSDATA sınava giren hocalarının soruları ezberledigini ifade etmişti. CİMER’e yapılan şikayete ÖSYM Hukuk Müşavirliği yanıt vermişti. ÖSYM açıklamasında, TUSDATA’nın “soruları ezberledik” şeklindeki açıklamasına yer verdi ve sorular ÖSYM'den iki gün erken açıklandığı için telif hakkı konusunda yasal işlem başlatılacağı ifade edildi.
    ÖSYM Başkanlığı Hukuk Müşavirliği CİMER’e yapılan şikayete şöyle yanıt vermişti: ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavlarda, sınavlara giren bazı adaylarca sınav esnasında sorular ezberlenerek (bazen farklı adaylarca sınav esnasında ezberlenen sorular sınavdan sonra bir araya getirilerek) sınav sonrasında facebook, twitter, instagram, whatsapp, youtube gibi sosyal medya platformları üzerinden paylaşılabilmektedir.
    Orijnaline en yakın şekilde çıkartarak soruları sınav bittikten sonra whatsapp üzerinden paylaştıkları açıkça ifade edilmiştir.Telif hakkı Başkanlığımıza ait olan sınav soru ve cevaplarının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa aykırı olarak Başkanlığımızın yazılı izni olmaksızın yayınlanması suç olduğundan sınav sonrasında soruları izinsiz yayınlayan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmakta ve aynı zamanda erişimin engellenmesi kararı verilmesi, Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliğinden talep edilmektedir.ilgili kişi ve kurumlar hakkında gerekli yasal işlemler başlatılmıştır.”
    2019-TUS sorularının sızdırıldığı iddiaların merkezinde olan TUSDATA’nın kurucuları arasında yer alan Uzman Doktor Sami Selçukbiricik’in bağlantıları da dikkat çekiyor. Uz. Dr. Sami Selçuk Biricik, kurucu olmasının yanı sıra, çeşitli illerde yapılan TUSDATA seminerlerine konuşmacı olarak katılıyor ve DUSDATA sitesinde yazarlık yapıyor İstanbul’da İskenderpaşa Cemaati’nin lideri Muhammed Nureddin Coşan’ın vakfettiği “Asfa Eğitim Vakfı" yönetim kurulunda, TUS sorularını sızdırdığı öne sürülen TUSDATA’nın kurucusu Uz.Dr.Sami Selçukbiricik’in adı da geçiyor. Sami Selçukbiricik, Özel Asfa Ferda Koleji Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı.
    Türkiye geçmişte ÖSYM sınav hırsızlıklarıni geçmişte çok yaşadı. Dün FETÖ’nün yaptığı sınav hırsızlıklarının sonucunda Türkiye hala bedel öderken bugün devlete yerleştirilen başka cemaatler üzerinden yine aynı iddiaların konuşulması “Ne zaman ders alacağız” sorularını da beraberinde getiriyor.Fethi Yılmaz Odatv.com

    YanıtlaSil

6. ÜNİTE: ELEKTROSTATİK