DERSHANE

Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

2 Mart 2019 Cumartesi

ÜNİTE - 6 ETKİN VATANDAŞLIK

ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ
Araştırınız
, Cumhuriyetin ilk yıllarında dış politikada yaşanan gelişmeler ile ilgili bir araştırma yapınız.
Cevap: (1920-1923) Bu dönemde TBMM Hükümeti; topraklarımızda gözü olmayan ve bizimle iyi ilişkiler içinde bulunmak isteyen devletlerle (SSCB), bağımsızlıktan ödün vermeden iyi ilişkiler kurmak; topraklarımızda işgallerde bulunan ülkelerle de; sonuna kadar savaşı sürdürmek esasına dayanan bir dış politika izlemiştir.(Yunanistan, İngiltere, Fransa ve Ermenistan). Daha o günlerde petrolün önemini kavrayan İngiltere, Musul’u bırakmamak için her türlü yola başvurdu. Hatta İngiltere Hakkari’nin dahi Irak’a bırakılması için çaba sarf etmiştir.

SORU : Kurtuluş Savaşı sonrasında yeni kurulan Türk devleti, dış politikadaki yalnızlığını gidermek için hangi devletler  ile dostluk anlaşmaları yaptı.
CEVAP : Sovyetler Birliği ve Afganistan
SORU : Millî Mücadele’nin kazanılmasından sonra dış politi kada, savaşlar yerine ne önem kazandı.
CEVAP : diplomasi
SORU : Bu dönemde yapılan diplomatik görüşmeler sonucu, Lozan Antlaşması’ndan kalan neyin çözümüne çalışıldı.
CEVAP : sorunların
SORU : Özellikle Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Hatay’ın ana vatana katılması Türk dış politikası için ne ifade eder
CEVAP : ne kadar başarılı olduğunu 
SORU : Bu başarıların kazanılmasında Atatürk’ün dış politikada uyguladığı temel ilke ve hedeflerin etkisi nedir
CEVAP : büyüktür.
    
Atatürk’ün Dış Politika İlkeleri
Tam Bağımsızlık
SORU : Atatürk’ün Türk dış politikasında belirlediği hedeflerin başında ne gelir.
CEVAP : tam bağımsızlık düşüncesi 
SORU : Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı devletlere tanıdığı ayrıcalıklar sebebiyle sürekli müdahaleye uğ­radığını bilen Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni dışarıdan gelebilecek bütün etkilerden ne yapmaya çalıştı.
CEVAP : uzak tutmaya
SORU :   O, diğer devletlerin iç politikalarından ve yönetim sistemlerinden etkilenmeyen ne oluşturdu.
CEVAP : millî bir dış po­litika
SORU : Her yönüyle millî özellikler içeren bu Atatürkçü dış politikada, uluslararası sorunla­rın çözümünde her zaman tam bağımsızlık ilkesi en vazgeçilmez ne oldu.
CEVAP : ilke 

Gerçekçilik
SORU : Atatürk döneminde oluşturulan Türk dış politikasının en önemli özelliği, ne  üzerine kurul­muş olmasıdır.
CEVAP : gerçekçilik
SORU : Gerçekçilik ilkesine göre var olan sorunlar belirlenerek sorunların çözümünde kar­şılıklı ne yolları izlenmelidir.
CEVAP : diyalog ve görüşme
SORU : Bu görüşmeler yapılırken diğer devletlere karşı nasıl bir tutum içine girilmemelidir. 
CEVAP : düş­manca 
SORU : Dostlarımıza her zaman güven duymalı fakat dış politikada neyi elden bırakmamalıyız.
CEVAP : ted­biri de
   Atatürk gerçeklik konusunda şöyle söylemiştir:
“Büyük hayaller peşinde koşan, yapamayacağımız şeyleri yapar gibi görünen sahtekâr insanlar­dan değiliz.
Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s. 365.

Mütekabiliyet (Karşılıklılık)
SORU : Devletler arası ilişkilerde, ülkenin çıkarlarını diğer devletlere karşı neyi esas alır.
CEVAP : koruma ilkesini 
SORU : İki devlet arasında bir sorunun çözümünde devreye giren mütekabiliyet ilkesi, neyi ortaya koyar.
CEVAP : bir devletin yapması gerekenleri diğer dev­letin de yapması gerektiğini 
SORU : Lozan Barış Antlaşması'nda Türkiye bu esasa dayanarak Türkiye’de yaşayan Rumlara tanınan hakların aynısını Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesin­de yaşayan kimler için de sağlamıştır.
CEVAP : Türkler

Kavram Bilgisi 
Mütekabiliyet:
SORU : Kelime anlamı karşılıklılık olan bu kavramı dış politikada uygulanması devletler arası ilişkilerde karşılıklı neyi temsil eder.
CEVAP : eşit hakları

Akılcılık
SORU : Atatürk’ün oluşturduğu Türk dış politikası, kalıplaşmış ideolojileri ve ön yargıları değil neyi te­mel ilke edinmiştir.
CEVAP : akılcılığı
SORU : Akılcılığı dış politikada etkin şekilde kullanan Türkiye, uluslararası ilişkilerde neyi çözmeye yönelmiştir. 
CEVAP : Lo­zan Antlaşması’ndan kalan sorunları 
SORU : Tarihten gelen dostluk veya düşmanlık üzerinde değil, akılcılığı ön planda tutan bir neye başlanmıştır.
CEVAP : dış politika takip edilmeye 

Barış Esası
SORU : Atatürkçü düşünce sisteminde dış politikada en önemli unsurlardan biri de neyi temel alması­dır.
CEVAP : barışı
SORU : Türk dış politikası “Yurtta barış, dünyada barış!” ilkesinden hareketle ne geliştirdi.
CEVAP : politikalar
SORU : Daha Kurtuluş Savaşı yıllarında görüşmeler yolu ile barışın sağlanması için her türlü gayret gösterildi. Mus­tafa Kemal’in öncülüğünde TBMM Hükûmeti’ni temsil eden heyet, Londra Konferansı’nda sorunla­rın nasıl çözümlenmesini istedi. 
CEVAP : barışçıl yollarla
SORU : Cumhuriyet Dönemi’nde Musul sorununun çözümlenme­sinde nasıl bir anlayış sürdürüldü.
CEVAP : aynı 

Kamuoyunu Dikkate Alma
SORU : Atatürk, bölgesel barışa ve dünya barışına verdiği önemi her fırsatta göstermesini bilmiştir. Ata­türk, dış politikada güçlü bir devlet olmanın, neye bağlı olduğu­nu bilen büyük bir devlet adamı idi.
CEVAP : ülke içerisindeki barış ve huzur ortamına 
SORU : Bu nedenlerden dolayı millî birlik ve beraberliğin önemini her fır­satta ne yapmaktaydı
CEVAP : dile getirmekteydi.
SORU :   Dış politikada neyin Türkiye’nin çıkar­larına hizmet etmeyeceğini biliyordu.
CEVAP : kişisel hırs ve isteklerle hareket edilmesinin 
SORU : Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken insan haklarına daya­lı, özgürlüklere saygılı, demokratik düzene inanan ne modelini benimsemişti.
CEVAP : bir devlet
SORU : Bu değerler, Türk dış politikasının da temelini oluşturmaktaydı. Bir devlet dış politikada başarılı olmak istiyorsa mutlaka neyin her zaman onayını almalıdır.
CEVAP : iç kamuoyunun

SORUYORUM
Atatürk, millî dış politikamızın esaslarını belirlerken sizce hangi ölçütlere dikkat etmiştir? Nedenlerini açıklayınız.
Cevap: Milli dış politikamızın esasları, tam bağımsızlık, gerçekçilik, barış esası, mütekabiliyet, akılcılık, kamuoyunu dikkate alma, milli menfaatleri gözetme olarak bilinmektedir. Barış merkezli, güçlü Türkiye’nin akılcı ve ilkesel olarak ilerlemesi mümkün görülmüştür. Bu nedenle milli dış politika başarılı sonuçların elde edilmesinde etkili olmuştur. Milli ve yerli bir politika ülkemize kazandırmaya devam etmektedir.

Millî Menfaatler
SORU : Atatürk, Türkiye’nin izleyeceği millî dış politikayı belirlerken öncelikli olarak ülkemizin neyi ön planda tutmuştur.
CEVAP : millî yararları­nı
SORU : O, devletler arası ilişkilerde kimin isteklerine ve duygularına da her zaman önem vermiştir.
CEVAP : Türk kamuoyunun 
SORU : Hatay’ın ana vatana katılması için yaptığı çalışmalar Türk milletinin bu konuda­ki duygu ve düşüncelerine ne kadar önem verdiğini gösteren en güzel nedir
CEVAP : örnektir.
“Millî sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi kuvvetimize dayanıp varlığımızı ko­ruyarak millet ve memleketin gerçek mutluluğuna ve kalkınmasına çalışmak... Mede­ni dünyadan, medeni ve insanca muameleyi ve karşılıklı dostluğu beklemektir.”
Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s. 365

SORU : Atatürk, dünya barışına büyük önem veren bir devlet adamı idi. Cumhuriyet yönetiminin kuruluş aşaması ve sonrasında buna hep dik­kat etti. Türkiye, imzaladığı dostluk ve iş birliği antlaşmaları ile çevresinde bir barış çemberi oluşturmuş, var olan sorunları nasıl çözmeye çalışmıştır.
CEVAP : barış yoluyla
SORU : Atatürk, bütün bu çaba­larından dolayı da neye aday gösterilmiştir.
CEVAP : Nobel Barış Ödülü’ne
SORU : Hatta evrensel barışa verdiği önemi, bir süre önce savaştığı kim ile bir dostluk antlaşması imzalayarak ispat et­miştir.
CEVAP : Yunanistan
SORU : Atatürk’ün millî dış politika esasları doğrul­tusunda imzalanan Lozan Barış Antlaşma­sının günümüze kadar yürürlükte kalması onun nasıl bir lider olduğunu gösterir.
CEVAP : ne kadar ileri görüşlü
SORU : Dış politikada güncel konu ve sorun­ların çözümünde hâlâ neye başvurulması buna en güzel örnektir.
CEVAP : Lozan Barış Antlaşması’na

6.2. ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI
a. Lozan Barış Antlaşması
SORU : Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra galip gelen devletler, savaştan yenilgi ile çıkan devletlere çok ağır şartlar taşıyan antlaşmalar imzalattılar. Osmanlı Devleti’ne de neyi kabul ettirdiler.
CEVAP : Sevr Antlaşması’nı 
SORU : Türk mil­leti Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde başlattığı Millî Mücadele’yi zaferle sonuçlandırarak Sevr Antlaşması’nı imzalatan devletlere neyi imzalatmayı başardı
CEVAP : Lozan Barış Antlaşması’nı
SORU : Bu antlaşma, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunda önemli bir yere sahiptir. Bu antlaşmanın değerini daha iyi anlaya­bilmek için önce neyi tekrar tekrar incelemek gerekir.
CEVAP : Sevr Antlaşması’nın maddelerini
Böylece Türk milleti­nin bağımsızlığını çok zor şartlar altında kazandığı derhâl anlaşılacaktır.
SORU : Lozan Barış Antlaşması, savaş meydanlarındaki başarının diplomasi ile tamamlandığı son halkadır. Diğer bir ifade ile savaş alanlarında elinden alınmak istenen bağımsızlık ve özgürlüğün masa başında tescil edilmesinin nesidir
CEVAP : en büyük örneğidir.
SORU : Lozan Barış Antlaşması, Birinci Dünya Savaşı’nın galip dev­letlerine imzalatılması bakımından son derece önemlidir.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşma­sınla ne büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir.
CEVAP : Misak-ı Millî’nin ilkeleri 
SORU :  Türkiye bu antlaşma ile taleplerinin önemli bir bölümünü kabul ettirmiştir. Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti Devle­ti’nin varlığı kim tarafından onaylanmıştır.
CEVAP : uluslararası toplum
SORU : Lozan Barış Antlaşması’nın önemini daha iyi kavrayabilmek için dönemin antlaşmalarına bakmak gerekir. Bu antlaşmayla Türk milletini köleleştirmek ve Türk toprakları üzerinde küçük kü­çük devletler kurarak Anadolu topraklarını parçalamak amacıyla yapılan ne geçersiz kılınmıştır.
CEVAP : Sevr Antlaşması 
SORU : Emperyalist devletlere karşı verilen mücadele sonunda kurulan Türk devleti, bütün dünya tarafından benimsenmiştir. Böylece Millî Mücadele Dönemi ve sonrası, bağımsızlığını kaybeden kimler için örnek teşkil etmiştir.
CEVAP : bütün uluslar 
SORU : Osmanlı Devleti’nin yüzyıllardır ihmal ettiği Türk milletinin siyasal, ekonomik, adli, hukuki alanlarda ba­ğımsızlığını engelleyen bütün olayların hepsi ne ile tarihin derinliklerine gömülmüştür.
CEVAP : Lozan Barış Antlaşması
SORU : Lozan Barış Antlaşması güncelliğini hâlen korurken Türk dış politikasının ana çerçevesini oluşturmak­ta ve uluslararası ilişkilerimizin yürütülmesinde ne görevi yapmaktadır.
CEVAP : ışık

GÖRÜŞÜNÜ SÖYLE
Bu antlaşma, Türk milletine karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir.”

Cevap: Osmanlı Avrupalı devletler tarafından parçalanmak ve de zenginliklerine el konularak sömürülmek istenmekteydi. Sevr anlaşması bunu dayatıyordu. Ama Lozan sayesinde Türk milleti kendi bağımsızlık mücadelesini başarıyla verdi ve hain düşmanların kendilerini yok etme planlarını bozdu.

SORUYORUM
Lozan Barış Antlaşmasının uluslararası ilişkilerde Türkiye’ye ne gibi katkıları olmuştur? Düşüncelerinizi söyleyiniz.

Cevap: Lozan Antlaşması’nın sonuçları
Lozan Antlaşması sayesinde Türkiye Cumhuriyeti resmi olarak İtilaf Devletleri tarafından tanındı.
Sevr Antlaşması feshedildi.
Kapitülasyonlar tamamen kaldırıldı.
Türkiye’nin verdiği bağımsızlık mücadelesi çok sayıda ulusa ilham kaynağı oldu.
Rum ve Ermeni iddiaları sonlandı.
Batılı devletlerle ilişkiler yumuşadı ve inkılaplara zemin hazırlandı.
Kürdistan’ın kurulmasının önüne geçildi.
Barış sağlandı.

6.
b. Türk Dış Politikasında Yaşanan Gelişmeler
Araştırınız
1923 -1938 yılları arasında Türkiye’nin dış politikada karşılaştığı sorunlar ile ilgili bir araştırma yapınız.

Cevap:Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Atatürk’ün benimsediği politikalar ile Türkiye, uluslararası tanınma çabalarına girişmiştir. 1923 yılında Lozan Barış Anlaşması ile Türkiye’nin sınırları belirlense de güney sınırlarındaki belirsizlik devam etmiştir. Bu sorunun çözümü için ise çok taraflı bir siyaset izlenmeye çalışılmıştır. Türkiye, dış politikada olduğu gibi her alanda Batıcılığı benimsemiştir. Bu dönemde İngiltere ve Fransa 1930’lu yıllara kadar Türkiye’ye karşıt politikalar izlemeyi sürdürmüştür. Ancak 1930’lu yıllarla birlikte dünya devletlerinin yeniden mücadele içerisine girmesi yeni bir savaşa kapı aralamıştır. Türkiye bu süreçte olabildiğince tarafsız bir politika izlemiş ve sınırlarını korumaya odaklanmıştır. Zira Lozan’da çözülemeyen Musul meselesini İngiltere’nin politik oyunlarına kurban etmişti. Hatay’ında elden gitmemesi için II. Dünya Savaşı öncesi gerilimli ortamı fırsat bilmiş ve Fransa ile anlaşarak meseleyi kendi lehine çözmeyi başarabilmiştir.

SORU : Osmanlı Devleti’nde yabancı devletlerin kendi kültürlerini ve dinlerini yaymak için açtıkları neler faaliyet göstermekteydi.
CEVAP : birçok okul
SORU :  Zamanla bu okullar, dış güçlerin de kışkırtması ile Türk düşmanlığı yapan ne hâline gelmişlerdi.
CEVAP : za­rarlı kuruluşlar
SORU : Lozan Barış Antlaşması’nda yabancı okullar sorunu Türkiye’nin inisiyatifine bırakılmıştı. Cumhuriye­tin kurulması ile birlikte çağdaşlaşma yolunda ilerlemek amacı ile ne Kanunu kabul edildi.
CEVAP : Tevhid-i Tedrisat Kanunu
SORU : Eğitim kurumları bir çatı altında toplandı. Daha sonra Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun yayımlanarak ya­bancı okullar nereye bağlı hâle getirildi (1926).
CEVAP : Türk Millî Eğitimine

Bu yasaya göre Türkiye’deki yabancı okul­lara aşağıdaki kurallara uyma zorunluluğu getirildi.
Yabancı okullar Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olacak,
Müfredatları ve uygulamaları Türk müfettişleri tarafından denetlenecek,
Türkçe, tarih ve coğrafya dersleri Türkçe olacak ve Türk öğretmenler tarafından okutulacaktır.

 Bunları Biliyor musunuz?

Saint-Joseph (Sen Josef) Koleji, Notre Dame de Sion (Notrdam dö Siyon), Robert Koleji, Tarsus ve Merzifon Amerikan Koleji Türkiye’de bulunan yabancı okullardan bazılarıdır. 1897 yılında Osmanlı Devleti sınırları içerisinde üç yüze yakın Amerikan ve Fransız okulu olduğunu biliyor muydunuz?
SORU : Türkiye’de kültürel faaliyetler konusunda etkili bir devlet olan Fransa, neye itiraz etti.
CEVAP :bu uygulamaya 
SORU : Daha önce Osmanlı Devleti’nin verdiği tavizleri devam ettirmek istedi. Fakat Türki­ye Cumhuriyeti, Lozan’da elde ettiği haklara dayanarak bu ko­nunun bir iç sorun olduğunu hatırlattı ve Fransa’nın taleplerini ne yptı
CEVAP : reddetti.
SORU : Türkiye’nin kararlı tutumu karşısında Fransa, bu is­teklerinden ne yapmak zorunda kaldı.
CEVAP : vazgeçmek 

Unutmayınız
Fransa’nın Türkiye’deki okulları ile ilgili istekleri, ülkemizin bağımsızlık haklarına müdahale olarak değerlendirilerek geri çevrilmiştir.

SORUYORUM
Fransa’nın yabancılara ait okulların Türk Millî Eğitim Bakanlığına bağlanmasına karşı çıkmasının nedenleri neler olabilir?
Cevap:Milli Eğitim Bakanlığı tarafından müfredat belirlenmesi ve memurların teftiş için görevlendirilmesi yabancı okullar sermayedarlarını rahatsız etmeye başlamıştır. Bunun başında da Fransa gelmektedir. Fransa özerk bir anlayışla eğitim vermek isterken, Türkiye bunu bir iç tehdit olarak algılamış ve kendince önlemler almaya alarak da engel olmaya çalışmıştır.

Musul Sorunu
SORU : Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra Türkiye, İtilaf Devletleri ile yaptığı görüşmeler sonucun­da Lozan Barış Antlaşması’nı imzalamıştı. Bu antlaşma ile yeni Türk Devleti’nin kurulduğu, kim tarafından kabul edildi.
CEVAP : bütün dünya 
SORU : Fakat barış görüşmelerinde Türkiye-lrak sınırı çözümlenemedi ve kimin arasıdaki sınırların dokuz ay içinde belirlenmesi kararlaştırıldı.
CEVAP : Türkiye ile Irak

SORUYORUM
Sizce Musul sorunu neden Lozan Barış Antlaşmasında çözümlenmemiş olabilir?
Cevap: Sebep İngiltere’nin kendi çıkarına uygun politikalarıydı. Yani Musul konusunun ertelenerek kendisinin etkin ve etkili olduğu Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti)’da görüşülmesini sağlamaktı. Bu nedenledir ki İngiltere, Lozan görüşmelerinin başladığı ilk günden itibaren Musul meselesi ile ilgili farklı talep ve teklifler ortaya atarak bu konunun çözüme kavuşturulmasını hep engellemiştir.



6. Ünite | Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası
SORU : 1924 yılında İstanbul’da, Türkiye ve İngiltere arasında başlayan görüşmelerden de bir sonuç alına­madı. Çünkü Türkiye, Türklerin çoğunlukta bulunduğu ve Misak-ı Millî sınırları içinde olan Musul’un ne yapılmasını istiyordu.
CEVAP : ken­disine verilmesini 
SORU : İngiltere ise zengin petrol kaynaklarını kaybetmemek için Musul’un kendi hi­mayesi altındaki kime bırakılmasından yanaydı.
CEVAP : Irak’a
SORU : İki ülke arasında yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamayınca İngiltere sorunun çözümü için nereye başvurdu.
CEVAP : Mil­letler Cemiyetine
SORU : Fakat bu tarihte Türkiye’nin Milletler Cemiyetine üye olmaması ve hiçbir ül­kenin bizi desteklememesi sebebiyle Musul konusunda ne oldu
CEVAP : etkili olunamadı.

GÖRÜŞÜNÜ SÖYLE
Türkiye, Musul sorunu barış yolu ile çözmek için üye olmadığı hâlde bu sorunu Milletler Cemiyetine taşımıştır. Bu davranış Türkiyenin dış politikada nasıl bir tutum sergilediğini gösterir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
Cevap: Türkiye’nin savaşçıl politikalar yerine barışçıl politikalarla Dünya’da haklılığını ortaya koyarak akılcı bir dış siyaset izleme yöntemini benimsediğini gösterir.

SORU : Milletler Cemiyetinde bu gelişmeler yaşanırken İngilte­re, Türkiye’nin doğusunda ortaya çıkan rejim karşıtı doğu­da çıkan bir ayaklanmayı gizlice ne yapmaya başladı.
CEVAP : desteklemeye 
SORU : Musul için yapılan askerî hazırlık, doğuda çıkan doğuda çıkan bu ayaklanmanın bastırılmasında kullanıldı. Böylece olaylar nasıl sonuçlandı.
CEVAP : İngiltere’nin istediği gibi 
SORU : Bu arada Mil­letler Cemiyeti, Musul’un Irak’a verilmesi yönünde bir tav­siye kararı aldı. Türkiye, bu tavsiye kararına uyarak İngilte­re ile anlaşma yoluna gitti. İngiltere ile Türkiye arasında, 5 Haziran 1926 tarihinde ne imzalandı
CEVAP : Ankara Antlaşması 
SORU : Bu antlaşmaya göre Musul, Kerkük ve Süleymaniye ne oldu
CEVAP : İngiliz sömürgesi olan Irak’a bırakıldı.



SORU : Türkiye ile Fransa arasındaki en büyük sorunlardan biri de ne idi.
CEVAP : borçlar meselesi 
SORU :  Osmanlı Devleti’nin en çok borç aldığı devlet hangisi idi. 
CEVAP : Fransa 
SORU : Lozan Barış görüşmelerinde bu konu karara bağlanamamıştı. Da­ha sonra Türkiye ile Fransa arasında borçlar meselesi ile ilgili yapılan görüşmeler 1928 yılında sonuç­landı. Ödenecek borç ne yapıldı
CEVAP : taksitlendirildi
SORU : Ancak 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı Türk ekonomisini olumsuz etkiledi. Bunun üzerine iki devlet arasındaki görüşmeler ne oldu.
CEVAP : yeniden başlandı
SORU : 22 Nisan 1933 tarihinde Pa­ris’te Türkiye’nin lehine olan yeni bir sözleşme imzalandı ve borç miktarı ne yapıldı
CEVAP : taksitlendirildi.
Osmanlı Devle- ti’nden kalan son borç taksidi 1954 yılında ödendi.

Nüfus Mübadelesi
Kavram Bilgisi
Etabli: Bir yerde oturan, yaşayan, yerleşik demektir.
Mübadele: 
SORU : Kelime olarak değiş tokuş anlamına gelmektedir. Tarihimizde ne olarak bilinir.
CEVAP : Yunanistan’da yaşayan  Türkler ile Türkiye’de yaşayan Rumların yer değiştirmesi
SORU : Lozan Barış görüşmelerinde “İstanbul’da yaşayan Rumlar ile Batı Trakya’da yaşayan Türkler dışın­da, Anadolu’daki ve Doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler karşılıklı olarak yer değiştire­cektir.” diye bir karar alınmıştı.
Yunan Hükümeti, İstanbul’da daha fazla Rum bırakmak için Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan ön­ce gelenleri ve etabli (yerleşmiş) olmayanları da bu sayıya dâhil etmeye çalışıyordu. Bu görüş Türkiye tarafından kabul edilmeyince iki ülke arasında ne yaşandı.
CEVAP : politik görüş ayrılığı
SORU : Daha sonra Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan ikili görüşmeler sonucunda, Yunan Başbakanı Venizelos ile Türkiye adına Başbakan İsmet İnönü arasında ne imzalandı (10 Haziran1930).
CEVAP : Nüfus Değişim Antlaşması
Bu antlaşmaya göre yapılacaklar şunlardır:
*Yerleşme ve doğum tarihine bakılmaksızın İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada’da yaşayan Rumlar göç etmeyecek,
*Batı Trakya’da yaşayan Türkler yerlerinde kalacak,
*İstanbul dışında Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşayan Rumlar ile Yunanistan’ın çeşitli yerlerinde yaşayan Türkler ise karşılıklı olarak yer değiştireceklerdir.

ARAŞTIRINIZ
Mübadele ile yer değiştiren bir aile ile tanıştınız mı? Mübadele sonucunda göç etmiş bir aile ve yaşadıkları hakkında bir araştırma yapınız.
Cevap:Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Anadolu’da yaşayan Rumlarla, Yunanistan’da kalmış Türklerin, iki devletin hükümetlerinin anlaşmaları ile karşılıklı olarak yer değiştirmesidir. Bu şekilde göç etmiş olan insanlara ‘mübadil göçmenleri’ denilmektedir.Göçmenler Selanik’ten vapurlarla, trenle ve karayolu ile Anadolu’ya gönderilmişlerdir. Vapurlarla gelenler İstanbul, İzmir, Samsun ve Mersin limanlarına çıkmışlar, oralardan da Anadolu’nun çeşitli yerlerine dağıtılmışlardır. Daha çok da Rumların boşalttığı köylere ve kasabalara iskan edilmişlerdir. Buralar Adana, Kapadokya Yöresi, Kayseri, Tokat, Samsun, İzmir, Kıyı Ege kasabaları, Trakya’nın güneyi, Bilecik (Lefke/Osmaneli) Bursa (Gemlik, Mudanya) gibi yerlerdir.Mübadele göçü sırasında yollara düşen insanlar çok zahmet çekmişlerdir. Hastalıklardan, açlıktan hayatını kaybedenler olmuştur. Gittikleri yerlerde rahat, huzur bulamamışlardır. Adeta bir insanlık dramı yaşanmıştır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi
SORU : Boğazlar, Lozan Barış Antlaşması’nda Türk temsilcisinin başkanlığında kimin denetimine bırakılmıştı.
CEVAP : uluslararası bir komisyonun 
SORU : Akdeniz ve Karadeniz’i birbirine bağlayan bu su yolu, Türkiye için nasıl bir öneme sahipti.
CEVAP : stratejik
SORU :  Lozan Antlaşması’na göre Türkiye’nin boğazlar üzerinde tam bir egemenlik hakkı bulunuyor muydu.
CEVAP : hayır
SORU : Birinci Dünya Savaşı’nın çözemediği pek çok sorun sebebiyle dünya devletleri bir kez daha ne yarışına girdiler.
CEVAP : hızlı bir silahlanma 
SORU : İtalya ile Habeşistan arasında savaş başlarken Japonya da Mançurya’ya sal­dırdı. Bu gelişmelerden rahatsız olan Türkiye, Atatürk’ün önderliğinde boğazlar sorununu çözmek için ilgili devletlere  görüşme çağrısında bulundu. 
İsviçre’nin Montrö kentinde toplanan konferansa; Türkiye, İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Yuna­nistan, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya katıldı. Yapılan görüşmelerin sonucunda 20 Tem­muz 1936 tarihinde, ne imzalandı.
CEVAP : Montrö Boğazlar Sözleşmesi 

 Bu sözleşmeye göre;
*Boğazlar Komisyonu kaldırılarak boğazların kontrolü Türkiye’ye bırakıldı.
*Türkiye’nin boğazların her iki yakasında da istediği kadar asker bulundurabileceği kabul edildi.
*Ticaret gemilerine Boğazlardan geçiş serbestliği tanındı.
*Boğazlardan geçecek savaş gemilerinin önceden Türkiye’ye haber vermesine ve Türkiye savaş­ta ise yabancı savaş gemilerinin boğazlardan geçiş izninin Türkiye’ye bırakılmasına karar verildi.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye siyasi alanda büyük bir başarı kazandı. Bu sözleşme ile Tür­kiye, izlemiş olduğu barışçı politika ve diplomatik girişimler sonucunda boğazların egemenliğini elde et­miş oldu. Atatürk’ün izlediği dış politika ve girişimler sonucunda tamamen egemenliğimize geçen boğaz­ların, Türkiye için ne kadar büyük bir stratejik önem taşıdığı bugün daha iyi anlaşılmaktadır.

Unutmayınız
Atatürk’ün dış politikada izlediği barışçı politika sayesinde boğazlarda tam bir egemenlik sağlanmış oldu.

Sıra Sizde
Japonya - stratejik - bağımsızlık - İtalya
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere, yukarıda verilen kelimelerden uygun olanı yerleştiriniz.
-Lozan’da boğazların kontrolünü uluslararası bir komisyonun yönetmesi Türkiye’nin bağımsızlık hakkının engellenmesi demektir.
-Uluslararası alanda haklılığı ortaya koymak ve İtilaf devletlerinin saldırgan tutumu karşısında Türkiye, ilgili devletleri görüşmeye çağırdı.
-Savaş gemilerinin boğazlardan geçişinin sınırlandırılması Türkiye’nin jeopolitik ve siyasi önemini artırmıştır.

c. Türkiye’nin Milletler Cemiyetine Girmesi
Araştırınız 

Milletler Cemiyetinin kuruluş amacı ve yaptığı çalışmalarla ilgili bir araştırma yapınız.
Cevap:Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam da denir), günümüzdeki Birleşmiş Milletler’in temeli sayılabilecek bir organizasyondu. I. Dünya Savaşı’nın ardından İsviçre’de, 10 Ocak 1920’de kuruldu. Amacı, ülkeler arasında yaşanabilecek sorunları barışçı yollarla çözmek idi.
SORU : Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam), Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda nasıl kuruldu. 
CEVAP : ABD Başkanı Wilson’un ilke­leri doğrultusunda 
Cemiyetin amaçları arasında şunlar vardı:
-Dünya devletleri arasındaki sorunları çözmek
-Dünya barışını sağlamak
-Savaştan yenik çıkan devletlerin haklarını korumak
-Dünya devletleri arasındaki siyasi ve kültürel ilişkileri geliştirmek

SORU : Milletler Cemiyetinin kuruluşunda her ne kadar ABD etkili olduysa da Cemiyetin en etkili devleti kim idi. 
CEVAP : İn­giltere 
SORU : 1920 yılında uluslararası barışın korunması ve iş birliğinin geliştirilmesi için ne kuruldu.
CEVAP : Milletler Cemiyeti 
SORU : Bir süre sonra cemiyet, amacından uzaklaşarak büyük devletlerin çıkarlarını koruyan neye dönüştü.
CEVAP : bir kuru­luş hâline 
SORU : Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasından sonra Türkiye, Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada ba­rış!” ilkesi doğrultusunda hareket ederek çevresindeki devletler ile nasıl ilişkiler kurmaya başladı. 
CEVAP : dostane
SORU : Bü­yük devletlere hizmet eden Milletler Cemiyetine ise uzak durmaya çalıştı. Bu uzak durmanın en önemli nedeni, neydi
CEVAP : Musul sorununun çözümünde Milletler Cemiyetinin aleyhimize karar vermesiydi.
SORU : Türkiye’nin 1928 yılında, Avrupa’daki Silahsızlanma Konferansı’na katılması ve uluslararası sorunla­rı barış yolu ile çözmeye çalışması Batılı ülkelerin dikkatini çekti. Türkiye’nin Miletler Cemiyetine üye ol­ması konusundaki sorulara Atatürk, “Çağırsınlar katılalım.” şeklinde görüş bildirince 1932 tarihinde, Mil­letler Cemiyeti, Türkiye’ye Cemiyete katılması çağrısında bulundu. İspanya ve Yunanistan’ın verdiği tek­lif ile Türkiye, 18 Temmuz 1932 tarihinde nereye üye oldu
CEVAP : Milletler Cemiyetine
SORU : Türkiye, Milletler Cemiyetine üye olmakla, dünya barışına katkıda bulunmak ve güçlü devletler arasına girerek dış politikada karşılaştığı sorunları çözmek için neyi amaç edinmiştir.
CEVAP : diplomatik destek sağlamayı 

SORUYORUM
Yunanistan’ın, Türkiye’nin Milletler Cemiyetine üye olması için teklif veren devletlerden biri olması ile ilgili neler söylenebilir? Açıklayınız.
Cevap: Türkiye adına Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Yunanistan adına Eleftherios Venizelos’un girişimleri sayesinde 1930 yılından itibaren Türkiye ile Yunanistan arasında iyi komşuluk ilişkileri kurulabilmiştir. Atatürk’ün 1938 yılındaki vefatına kadar Türkiye ile Yunanistan kalıcı dostluk tesis edilmesi adına çaba göstermişler ve aralarındaki barışı tüm Balkan coğrafyasına teşmil etmeye çalışmışlardır.

Unutmayınız
Eski adı Cemiyet-i Akvam olan Milletler Ce- : miyeti, günümüzdeki Birleşmiş Milletler Teşki- i lafının bir benzeri idi.

ç. Balkan Antantı ve Sâdâbat Paktı
Balkan Antantı
SORU : Birinci Dünya Savaşı’nın bitişinden sonra imzalanan barış antlaşmaları dünya barışını sağlayacak ni­telikte değildi. Bu antlaşmaların adaletli bir biçimde yapılmamasından dolayı tüm ülkeler durumdan şikâ­yetçiydi. Barışı sağlamak için kurulan Milletler Cemiyeti de devletler arası sorunların çözümünde etkili olamayınca ülkeler neye başladı.
CEVAP : birbiri ile dayanışma yoluna gitmeye 
SORU : Birinci Dünya Savaşı sonunda çizilen yeni Balkan haritasından özellikle kim hoşnut değildi.
CEVAP : İtalya ve Almanya
SORU : Hem İtalya hem de Almanya, Balkan topraklarında söz sahibi olmak istediklerini zaman zaman belli ediyordu. Bu iki ülkenin 1933 yılından itibaren hızla silahlanmaya başlaması, Balkan ülkelerini nasıl etkiledi
CEVAP : iyice kuşkuya düşürdü.
SORU : Atatürk’ün izlediği millî dış politika sonucunda Türkiye ile Yunanistan arasında bir yakınlaşma baş­lamıştı. Almanya ve İtalya’dan çekinen Balkan ülkelerinden Yugoslavya ve Romanya da bu yakınlaşma­ya katıldı. Bunun üzerine Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya Atina’da bir araya gelerek ara­larında neyi  imzaladı (9 Şubat 1934).
CEVAP : Balkan Antantı'nı

Unutmayınız
Arnavutluk, İtalya’dan çekindiği için Bulgaristan ise Makedonya sorunundan dolayı bu antanta  katılmadı.
Balkan Antantı ile devletler karşılıklı sınırlarını garanti altına aldı. Ayrıca aralarında ekonomik ve siya­si iş birliği yapılmasını kararlaştırdı. Türkiye’nin, bu antantın devam etmesini ve geliştirilmesini istemesi­ne rağmen antant, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkması ile 1940 yılında geçerliliğini yitirdi.

Sâdâbat Paktı
SORU : Türkiye, batı sınırını Balkan Antantı ile koruma altına aldıktan sonra, doğu sınırını da güvence altına almak istiyordu. Çünkü İtalya, Orta Doğu üzerinde nasıl bir politika izliyordu.
CEVAP : yayılmacı
SORU :Durumun önemini an­layan Türkiye 1927 yılında Irak, 1932 yılında da İran ile ne yaptı. 
CEVAP : antlaşma 
SORU : Afganistan ise Türkiye ile daha Kurtuluş Savaşı yıllarında bir ne imzalamıştı.
CEVAP : dostluk antlaşması
SORU : 1935 yılında İtalya’nın Habeşistan’a saldırması, Doğu Akdeniz’in ve Orta Doğu’nun güvenliğini nasıl etkiledi
CEVAP : tehli­keye düşürdü.
SORU :  Bu durumdan rahatsızlık duyan Türkiye, İran, Irak ve Afganistan 8 Temmuz 1937 tarihin­de, Tahran’da bir araya geldi. Bölge güvenliğini sağlamak için aralarında neyi imzaladılar.
CEVAP : Sâdâbat Paktı’nı 
SORU : İmzalanan pakt ile ne oldu
CEVAP : 
 İtalya’nın Orta Doğu’daki emellerine karşı bir güç birliği oluşturuldu 
Tür­kiye’nin doğu sınırı güvence altına alınmış oldu.
Pakta katılan ülkeler birbirinin iç işlerine karışma­ma, 
Ortak çıkarlar konusunda dayanışma  
İş birliği yapma kararlarını aldılar.

Unutmayınız
Türkiye, batısında ve doğusunda oluşturduğu savunma paktları ile dünya devletlerine barışçı bir i ülke olduğunu bir kez daha ispatlamış oldu.

SORUYORUM
Türkiye’nin doğu ve batı sınırını güvence altına almaya çalışmasının nedenleri hakkındaki düşüncelerinizi söyleyiniz.
Cevap:Balkan Antantı ile batı sınırının güvence altına alınmasının ardından doğu sınırının da güvenliğinin sağlanması gerekiyordu. 1935 yılında İtalya’nın Habeşistan’ı işgali ile Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’in güvenliği tehlikeye düşmüştü. Bu durumda Türkiye tarihten gelen dostluk ilişkilerinin bulunduğu İran, Irak ve Afganistan’la İran’ın başkenti Tahran’da Sadabat Paktı’nı imzaladı

SIRA SİZDE
Aşağıda verilen soruları kısaca cevaplayınız.
Uluslararası sorunların çözümünde barışı ilke olarak benimsemiş Atatürk’ün ünlü sözü nedir?
Cevap: Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ tur.

Balkan Antantı’na katılmayan ülkeler hangileridir?
Cevap: Balkan Antantı’na katılmayan ülkeler ise Bulgaristan ve Arnavutluk’tur. Katılmama sebepleri ise Arnavutluk’un İtalya tarafından baskı ve tehdit altında olmasıdır.
İzlediği yayılmacı politikalar ile Sadâbât Paktı’nın imzalanmasına neden olan ülkenin adı nedir?

6.3. HATAY’IN ANA VATANA KATILMASI
SORU : Kurtuluş Savaşı devam ederken 20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşması ile Fransızlar işgal ettikleri Anadolu topraklarından çekildiler. Hatay bölgesi ise bu sıralar Fransız yönetiminde bulu­nan kime bırakıldı.
CEVAP : Suriye’ye 
SORU : Yapılan antlaşmaya göre 
CEVAP : 
Hatay’da Türk kültürünün devam etmesi sağlanacak 
Okullarda Türkçe eğitim verilecek  
Hatay’da Türk parası geçerli olacaktı.

Metin İnceleme
Hatay’ın ana vatana kavuşturulması davasını Mustafa Kemal, halk önünde ilk kez 1923 yılında Adana’ya yaptığı bir gezi sırasında, kendisini karşılayan topluluğun karşısında dile getirdi. Kalabalı­ğın ön sırasında duran siyahlara bürünmüş dört genç kızın tuttukları “Antakya - İskenderun” yazılı pankartı görünce, kafasındaki ve yüreğindeki kararını şu öz sözüyle açıklıyordu: “Kırk asırlık Türk yur­du, esir kalamaz.”
Mustafa Kemal, Hatay’ın ana vatana kavuşturulması konusundaki resmi görüşünü ise ilk kez 1 Kasım 1936 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma yılının açılışı nedeni ile yaptığı konuş­masında açıklıyor ve şöyle diyordu: "Bu sırada, milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca bü­yük mesele, hakiki sahibi öz Türk olan İskenderun - Antakya ve havalisinin geleceğidir. Daima kendisi He dostluğa en çok önem verdiğimiz Fransa He aramızda tek büyük mesele budur. Bu işin hakikatini bilenler, hakkı sevenler, alakamızın şiddetini ve samimiyetini iyi anlar ve tabii görürler." Konuşmasının bu yerinde milletvekilleri ve salondaki dinleyiciler ayağa kalkıp Atatürk’ü coşkuyla ve uzun uzun alkışlarken, büyükelçilerin oturdukları locada Yunan büyükelçisi, yanındaki Fransız büyü­kelçisine “Bu nutuk ve bu coşku karşısında ne diyorsunuz?” diye soruyor. Fransız büyükelçisi ise ona şu karşılığı veriyordu: “Monşer, bu bir nutuk değil, tam bir ültimatomdur, tam bir meydan okumadır.”
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bu coşku ve heyecan bir gün sonra tüm yurtta ve özellikle Ha­tay’da büyük sevinç gösterilerini başlatan bir kıvılcım oldu. Hatay konusunun ulusal bir davamız ol­duğu ve bu davamızın tüm ulusumuzca benimsendiği, artık açık açık ilan edilmişti.

SORUYORUM
Atatürk, Hatay konusunu neden ulusal bir dava olarak değerlendiriyor? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap: Hatay, Lozan Antlaşması sırasında sınırların dışında kalmıştır. Misak-ı Milli olarak kabul edilen milli ahit, Hatay’ı da içine almaktaydı. Hatay’ın dışarıda kalması milli bir mesele olarak görülmüştür. Güney sınırlarının emniyetinin sağlanması bakımından Hatay’ın üzerinde durulmuştur. Atatürk, Hatay’ın kurtuluşu noktasında Fransa ile önemli diplomatik temaslarda bulunmuş ve Hatay’ın kurtuluşu nihayetinde sağlanmıştır. Hatay, Türkiye’ye dahil olarak özerk statüsünü kaybetmiştir. Hatay Cumhuriyeti artık Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vilayeti olarak siyasi, hukuki konumunu güncellemiştir. Hatay, 1934 yılından beri Türkiye topraklarında yer almaktadır. Türkiye’nin güney sınırları bu şekilde güvence altında olmuştur.

SORU : Fransa, 1936 yılında, Suriye’deki manda yönetimini kaldırırken Ha­tay’ı da kime bırakmayı düşünüyordu.
CEVAP : Suriye’ye
SORU : Türkiye bu durumu kabul et­meyeceğini Fransa’ya bildirdi. Ayrıca Milletler Cemiyetine başvurarak Hatay’ın ne olmasını istedi.
CEVAP : bağımsız bir devlet 
SORU : Avrupa’da İkinci Dünya Sa­vaşı öncesinde güçler dengesi değişmeye başlamıştı. Almanya’ya karşı doğuda kuvvetli bir dost arayışına giren Fransa, Türkiye’ye karşı olan tutumunu ne yapmaya başladı.
CEVAP : yumuşatmaya
SORU : Bu arada Milletler Cemiyetinin Ha­tay’da seçimler yapılması konusundaki kararını, hem Türkiye hem de Fransa kabul etti.
Yapılan seçimlerin ardından kurulan Hatay Meclisi, aldığı kararla neyi ilan etti (2 Eylül 1938).
CEVAP : Ha­tay Devleti’nin bağımsızlığını 
  
Bunları Biliyor musunuz?
Atatürk, Hatay sorununun çözümü için kimliğini gizleyerek “Asım Us” takma adıyla gazetelere ma­kale yazmıştır.

SORU : Aslında Hatay halkı Türkiye’ye katılmak istiyor, Türkiye de bu doğrultuda bir politika izliyordu.
Atatürk’ün sağlığında iken ısrarla sürdürdüğü bu dış politika sonucunda Fransa, Hatay’ın Türkiye’ye katılmasınıne ile kabul etti (23 Haziran 1939).
CEVAP :  bir antlaşma 
SORU : Bunun üzerine Hatay Meclisi, yaptığı son top­lantısında oy birliğiyle Türkiye’ye katılma kararı aldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi de 30 Haziran 1939 ta­rihli toplantısında bu karan kabul etti. Böylece Hatay Devleti, Türkiye’nin nesi durumuna geldi.
CEVAP : bir ili
SORU : Atatürk, yaşamının son günlerinde hasta olmasına rağmen, Hatay’ın bağımsızlığı ve Türkiye’ye katılması için büyük bir çaba gösterdi. Sağlığında, Hatay’ın ana vatana katılışını çok arzulayan Atatürk, Hatay soru­nunu ne olarak görüyordu.
CEVAP : millî bir dava 
SORU : Onun temellerini oluşturduğu dış politika ilkeleri sayesinde Hatay so­rununun barış yolu ile çözülmesi, Türkiye’ye dış politikada ve siyasi alanda ne kazandırmıştır.
CEVAP : büyük bir başarı 



Sıra Sizde
Aşağıda verilen olayları tarih şeridine, uygun bir şekilde yerleştiriniz.



Aşağıdaki soruları cevaplayınız.

1. Atatürk döneminde dış politikada hangi başarılar kazanılmıştır? Belirtiniz.
Cevap:Dolayısıyla Atatürk dönemi Türk Dış Politikası, Lozan’ın etkisi altında ve Lozan’ın tamiratına yönelik bir dış politikadır.1936’da İsviçre’nin Montrö şehrinde toplanan bir konferansta imzalanan Montrö Antlaşmasıyla  Türkiye, istediği sonucu elde edilmiştir. Hatay sorununda önemli bir yol katedildi.

2. Atatürk’ün belirlediği Türk dış politikasının temel ilke ve hedefleri nelerdir? Açıklayınız.
Cevap: Atatürk Dönemi dış politikasının temel ilkeleri; bağımsızlık, milli menfaatleri esas alma, gerçekçilik, akılcılık, barışçılık, uluslararası ilişkilerde devletler arası eşitliği temel alma, kamuoyunun sesine önem verme, başka devletlerin içişlerine karışmama ve dünyadaki gelişmeleri yakından olarak sıralanabilir.

3. Misak-ı Millî sınırları içinde yer alan Musul’u kaybetmemizin sebepleri neler olabilir?
Cevap:İngiltere Musul üzerindeki etkisinin azaldığını görmekteydi, bunun üzerine iç karışıklıklar çıkardı. Bu isyanın amacı bizi oyalamak ve Musul’u geri kazanmaktı. Nihayetinde başardılar. İsyanı bastırmak amacıyla kurulan İstiklal Mahkemeleri Şeyh Sait’in yakalanmasına aynı zamanda Musul hakkımızı kaybetmemize neden oldu.

4. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemi ile ilgili neler söylenebilir?
Cevap:Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türk Boğazlarından (Çanakkale ve İstanbul) geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen sözleşmedir. 1923’te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin yerine geçmiştir.

5. Balkan Antantı’nın imzalanmasına sebep olan gelişmeler nelerdir? Belirtiniz.
Cevap:Balkan Antantı Balkan Antanı; Yunanistan, Romanya, Türkiye ve Yugoslavya’nın Almanya ve İtalya destekli Bulgaristan tehditine karşı sınırlarını korumak ve Balkanlardaki karışıklığa bir son vermek adına 9 Şubat 1934’te imzaladıkları dostluk ve işbirliği antlaşmasıdır.

6. Sâdâbat Paktı’nın imzalanmasının nedenleri neler olabilir? Açıklayınız.
Cevap:1935 yılında İtalya’nın Habeşistan’ı işgali ile Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’in güvenliği tehlikeye düşmüştü. Bu durumda Türkiye tarihten gelen dostluk ilişkilerinin bulunduğu İran, Irak ve Afganistan’la İran’ın başkenti Tahran’da Sadabat Paktı’nı imzaladı

7. Hatay’ın ana vatana katılması sürecinde Atatürk nasıl bir politika izlemiştir? Açıklayınız..
Cevap:Barışçıl, diplomatik bir politika izlemiştir. Fransa’nın Almanya ve İtalya gibi düşmanları çıkmıştı ve Hatay bölgesinde çok fazla Türk yaşıyordu. Hatay 1939 yılında Anavatan Topraklarına katıldı

Montrö Boğazlar Sözleşmesi – gerçekçilik – bilimsel düşünce – Ankara Antlaşması – iç politikadaki – dış politikada – Türkiye-Yunanıstan – Turkiye-Bulgaristan – Musul – Batı Trakya”

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan noktalı yerlere yukarıda verilen kelimelerden uygun olanları yazınız.

1 Atatürk’ün iç ve dış politikada uyguladığı temel ilke Gerçekçilik tir.
2 Türkiye 1936 yılında yaklaşan savaş tehlikesine karşı Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalanmasını sağlamıştır.
3 Nüfus Mübadelesi Antlaşması ile Türkiye-Yunanıstan arasında imzalanmıştır.
4 Lozan Barış görüşmelerinde çözüme kavuşturulamayan en önemli sorunlardan biri Musul sorunudur.
5 Hatay sorununun Türkiye lehine çözülmesi Atatürk’ün dış politika son başarısıdır.


C. Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.

1. (D) Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya Atina’da bir araya gelerek aralarında BalkanAntantı’nı imzaladılar.
2. (D) Hatay sorunu, Atatürk’ün dış politika ilkeleri sonucunda Misak-ı Millî’ye uygun bir şekilde çözümekavuşturulmuştur.
3. (Y) Nüfus Mübadelesi, Türkiye ile Bulgaristan arasında olmuştur.
4. (D) Hatay, 1921 Ankara Antlaşması ile Fransa’ya bırakılmıştır.
5. (Y) Sâdâbat Paktı Suriye, Türkiye, İran ve Irak arasında imzalanmıştır.
6 (D) Atatürk’ün hasta olmasına rağmen 1938 yılında Silifke, Tarsus, Mersin ve Adana gezilerine çıkması Hatay konusundaki kararlılığının bir göstergesidir.


 Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

1. Aşağıdakilerden hangisi Türk dış politikasının genel esasları içerisinde değerlendirilemez?
A) Bütün ulusların bağımsızlıklarına saygı duyulmuştur.
B) “Yurtta barış, dünyada barış.” ilkesi uygulanmıştır.
C) Sorunların diplomatik yollarla çözümü amaçlanmıştır.
D) Yabancı sermaye, millî çıkarlar için kullanılmıştır.
Cevap: D

2. Aşağıdakilerden hangisi 5 Haziran 1926 yılında Ingiltere ile imzalanan Ankara Antlaşmasının sonuçlarından biridir?
A) Musul’un Türkiye’ye verilmesi kabul edildi.
B) Türkiye ile Suriye sınırı belirlendi.
C) Türkiye’nin dış borçları silindi.
D) Türkiye’ye Musul’un petrol gelirlerinden 25 yıllığına %10 pay verildi.
Cevap: D

3. Aşağıdakilerden hangisi Montrö Boğazlar Sözleşmesinin şartlarından biri değildir?
A) Boğazların kontrolü tamamen Türkiye’de olacak.
B) Ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçemeyecek.
C) Türkiye bir savaşa girerse Boğazları istediği gibi kullanabilecek.
D) Savaş gemilerinin geçişine sınırlama getirilecek.
Cevap: B

4. 9 Şubat 1934 yılında imzalanan Balkan Antantı aşağıdaki gelişmelerden hangisi ile son bulmuştur?
A) İkinci Dünya Savaşının çıkmasıyla
B) Motrö Boğazlar Sözleşmesinin yürürlüğe girmesiyle
C) Milletler Cemiyetinin kurulmasıyla
D) Hatay’ın ana vatana katılmasıyla
Cevap: A

5 1934 yılında Türkiye’nin çağrısı üzerine Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya’nın da katılımıyla bir saldırmazlık antlaşması imzalanmıştır.
Bu bilgilerden yola çıkarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz?
A) Türkiye “Yurtta barış, cihanda barış.” politikasını uygulamıştır.
B) Balkan sınırları karşılıklı güvence altına alınmıştır.
C) Osmanlı Devleti’nden kalma sorunlar çözülmüştür.
D) Türkiye’nin batı sınırı güvence altına alınmıştır.
Cevap: C

6. • Türkiye, Boğazlardaki egemenliğine engel olan uluslararası komisyonu kaldırmak amacıyla sorunu Milletler Cemiyetine götürerek çözmeye çalışmıştır.
• Türkiye, Hatay’ın ana vatana katılması konusundaki kararı Hatay halkının onayına bırakmıştır.
I. Evrensel – Eşitlikçi
II. Anlaşmacı – Barışçı
III. Baskıcı – Yayılmacı
Bu gelişmeler, Türkiye’nin sorunları çözme konusunda hangi yolu izlediğini kanıtlar?
A) Yalnız I B) Yalnız II
C) II ve III D) I, II ve III
Cevap: B

7. Türkiyenin yabancı devletlerle görüşmeyi kabul etmediği, kendi iç sorunu olarak gördüğü konu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Musul
B) Hatay
C) Dış borçlar
D) Yabancı okullar
Cevap: D

8 Lozan Konferansı’nda çözümü sonraya bırakılan Musul sorununu Türkiye, aşağıdaki hangi devletle görüşerek çözümüştür?
A) Fransa 
B) İngiltere
C) ABD 
D) İtalya
Cevap: B

9. Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikası; Atatürkçü düşünce doğrultusunda dış ülkelerle karşılıklı eşitlik prensi dayanmaktadır. Takip edilen millî dış politika ilkelerinden bazıları şunlardır:
• Millî sınırlarımız içinde kalmak.
• Gerçekleştiremeyeceğimiz emeller peşinde koşmamak.
• Uluslararası ilişkilerde, eşitliğe dayanan karşılıklı dostluklar ve ittifaklar kurmak.
• Dış politikada bilim ve teknolojiyi yol gösterici olarak kullanmak.
Verilen ilkelere göre, Atatürk’ün dış politika anlayışı hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Yayılmacı amaçlar taşır.
B) Gerçekçi ve karşılıklı eşitlik ilkesine dayanır.
C) Sorunların çözümünde kuvveti esas alır.
D) Barışçı çözümlere kapalıdır.
Cevap: B

10. – Türkiye, Boğazlardaki egemenliğine olan uluslararası oluşturulan komisyonu kaldırmak amacıyla sorunu Milletler Cemiyetine götürerek çözmeye çalışmıştır.
– Türkiye, Hatay’ın anavatana katılması konusundaki kararı Hatay halkının onayına bırakmıştır.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin sorunlarını çözme konusunda hangi yolu izlediğini gösterir?
A) Kuvvete başvurma B) Yayılmacı C) Barışçı D) Sorun çıkarma
Cevap: C

11 Türkiye, Lozan Barış Antlaşmasında Musul Sorunu’nu çözüme kavuşturamamıştır. Ancak kısa bir süre sonra konuyu Milletler Cemiyetine ve Uluslararası Adalet Divanına götürmüş, sonuçta Milletler Cemiyeti gözetiminde yapılan Ankara Antlaşmasıyla Musul, İngiliz mandası olan Irak’a verilmiştir.
Bu bilgilerden yola çıkılarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz?
A) Türkiye, barışçı bir politika izlemiştir.
B) Musul Meselesi uluslararası platformda değerlendirilmiştir.
C) Ankara Antlaşması Türkiye ile Irak arasında yapılmıştır.
D) Ankara Antlaşması Milletler Cemiyetinin gözetiminde gerçekleştirilmiştir.
Cevap: C

12.1936 yılında, Suriye’nin bağımsızlık kazanması üzerine Hatay’ın bu ülkeye bırakabileceği ihtimalinin belirmesi Türkiye’nin konuyu Milletler Cemiyetine götürmesine neden olmuştur. Sonuçta Milletler Cemiyetinin gözetiminde yapılan halk oylaması ile 1938’de Bağımsız Hatay Devleti kurulmuştur. Yeni kurulan Hatay Devleti 1939’da mecliste aldığı bir kararla Türkiye’ye katılmıştır.
Yukarıdaki bilgilerden yola çıkılarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz?
A) Milletler Cemiyeti demokratik tercihe saygı göstermiştir.
B) Hatay halkı kendi iradesi sonucu Türkiye’ye katılma kararı almıştır.
C) Türkiye, Hatay konusunda Suriye’ye savaş açmıştır.
D) Türkiye bu sorunu çözmede barışçı bir politika takip etmiştir.
Cevap: C

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

6. ÜNİTE: ELEKTROSTATİK